YÖRESEL TEKERLEME VE MANİLER

A

ADANA / ÇUKUROVA / ŞAMBAYADI KÖYÜ

Cukcuka, cukcuka.

Ben bilmiyom Arapça.

Arapçanın telleri,

Abimin gömleyi,

Abim bir gız gaçırmış.

Meyvelere saldırmış.

Meyveci komser,

Çıg, başını göster.

Ter, ter, ter,

He-li-kop-ter.

Gız nişannın geliyo,

Ki-mi is-ter.

Çantamı aldım goluma,

Çıgdım asvat yoluna,

Ben bir subay beklerken,

Çöpçü girdi goluma.

Ayakkabım toz atar.

Çöpçü bana göz atar.

Gözün kör ossun çöpçü,

Elalem bize bahar,

Kedi damdan atladı.

Apandisi patladı.

Bunu duyan fareler,

Dans etmeye başladı.

Çıg, çıgalım çayıra.

Yem vereyim ördeğe.

Ördeg yemini yemeden,

Cıyag mıyag demeden,

Çıg-dım çı-gar-dım.

Denizde dalga,

Hoş geldin abla,

Eteğini topla,

Üç kere atla,

Bir, i-ki, üç.

Dünyamız yuvarlagdır.

Gün, aydan daha parlagdır.

Em emereg,

Süt içereg,

Gös-ter ba-na ……… reng.

İnne battı.

Canımı yağdı.

Tombul guş,

Arabaya goş.

Arabanın tekeri,

İstanbul’un şekeri.

Hop, hop, hop,

Altın top.

Bun-dan baş-ga o-yun yog.

Mutfagda neler oluyor?

Bezelyeler bize bakıyor.

Çat-lak, pat-lak,

Yus-yu-var-lak.

Kremalı börek,

Sütlü çörek,

Çek, yavrum çek.

Amanın dostlar,

Elini yoldan çek.

Çek, çek, amca,

Burnuna kanca,

Al sa-na bir ta-ban-ca.

Ooo, Allah’tan başlıyorum.

Şeytanı taşlıyorum.

Bir guru kafa,

Goydum rafa,

Yemesi tatlı,

Maymun suratlı.

Lı lı lı,

Gö-tü gıl-lı.

Ooo, portagalı soydum.

Başucuma goydum.

Ben bir yalan uy-dur-dum.

Du-ma, du-ma, dum.

Gırmızı mum.

Dolabda pegmez,

Yala yala bitmez,

Ayşecig, cig cig cig,

Fatmacıg, cıg cıg cıg,

Sen bu o-yun-dan çıg.

ADIYAMAN

Ak tren kara tren,

Odur yâri götüren,

Gitti yârim gelmedi,

Odur beni bitiren.

Arpa ekdim bi evlek,

Dadandı hacı leylek,

Yazı bile geçürdük,

Gışın ayırdı felek.

Ay doğar arılığa,

Gün doğar kuruluğa,

Buna can mı dayanır.

Yedi yıl ayrılığa.

Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on,

Mon kırmızı don,

Osman’ın,

Mehmet’in evine kon.

Bu nasıl pınar imiş,

Su içecek tası yo.

Kırmayın kimsenin kalbini,

Yapacak ustası yok.

Çeper çekili kaldı.

Sular serpili kaldı.

Bırakıp gittin beni,

Boynum bükülü kaldı.

Dam üstünde oturak,

Gelin kızlar oturak,

Oturmaktan ne çıkar?

Gelin olak kurtulak.

Geldi bahar mevsimi,

İyi sakla resmimi,

Dilerim ki Allah’tan,

Unutmazsın ismimi.

Gözyaşlarım döndü sele,

Sen elifim dönmeyince,

Bir gün varacaksın sende,

Ölüm gibi bir ecele.

Gülüm kurutmam seni,

Suda çürütmem seni,

Yıllarca ayrı kalsak,

Yine unutmam seni.

Heket heket hengıloz,

Biri kara biri boz.

Bozuna bindim gettim Haleb’e.

Haleb yolu taşlıca,

Bir taş attım alıca.

Alıç gitti …

İncilerim diziyle,

Kimler görmüş gözüyle,

Ben yârimden ayrılmam,

İki düşman sözüyle.

İrahan ektim evlek evlek,

Dadandı kara leylek,

Felek gözün kör ola,

Yardan ayırdın felek.

No manita no dırdır,

Yes heyecan yes gırgır,

Ben güleyim sen çıldır,

Yokluğu koyarsa ödemeli çaldır.

Su kürekte bulanır,

Eşhan damda dolanır,

El atmayın eşhana,

Oğlan gelir huğulanır.

Tuna sende bir hal var,

Ya elif var ya dal var,

Eğer yari görürsen,

Ruh dilinle sen yalvar.

Tut dibinde unum var.

Allah’tan umudum var.

Eğer muradım olursa,

Dedelere mumum var.

Yazı yazdım karadan,

Dağlar çıksın aradan,

Kavuşmamıza çare yok,

Kavuştursun Yaradan.

Yel eser kum savrulur,

Cihan başa çevrilir,

Eğil yârim öpeyim,

Yol gedikten ayrılır.

AFYONKARAHİSAR

Afyon’un çarşısına,

Gün doğar karşısına.

İnsan âşık olur mu?

Bir kapı komşusuna.

Ak üzümün asması,

Kadifeden basması,

Nece genci gocaldır,

Bizim köyün yosması.

Ak yemiş kara yemiş,

Dalları yere değmiş,

Damat namaz kılarken,

Gelin tavuğu yemiş.

Akıl bir gemi,

Fikir onun dümeni,

Unutma beni,

Unutmam seni.

Al elma kızıl elma,

Rafa dizili elma,

Benim gönlüm sendedir,

İster al ister alma.

Al tabakta al vişne,

Eğilip sular içme,

Yangınlık başa bela,

Burdan sallanıp geçme.

Al yazmam suya daldı.

Oyalar guru galdı.

Anne gel dışarı çık,

İşler hep sana galdı.

Alaca aşınız pişti mi?

İçine de sıçan düştü mü?

Çıkarın görek oğlunuzu,

Damatlık sıfatı düştü mü?

Altınım harap oldu.

Ciğerim kebap oldu.

Anam daha yaşardı.

Kızları sebep oldu.

Altınım dört değil mi?

Sözümüz mert değil mi?

Biz de gelin alıyoz,

Anaya dert değil mi?

Altınımız dört değil mi?

Sesimiz de gart değil mi?

Biz de bir gelin alıyoz,

İçinize dert değil mi?

Armut dalda bir sıra,

Yârim gitti Mısır’a,

Koyun olsam otlansam,

Yârimin ardı sıra.

Arpa ektim gül bitti.

Dalında bülbül öttü.

Kız yalvara yalvara,

Şu dilimde tüy bitti.

Aşağ çeşmenin yatırı,

Elini suya batırı,

Bizim buraya gelmemiz,

Gelin hanımın hatırı.

Ata binen ağadır,

Atın yönü dağadır,

Çevir yiğidim atı,

Benim gönlüm sanadır.

Atımın alnı çakal,

Yem yemez yola bakar.

Bin arabaya gidek,

Damat yollara bakar.

Ay doğa aylığınan,

Gül yolla yağlığınan,

Gül solar yağlık eskir,

Kavuşam sağlığınan.

Ay doğar ayazlanır,

Gün doğar beyazlanır,

Ben yârime ne dedim,

Yârim bana nazlanır.

Ayvaya nar diyemem,

Döşeği dar diyemem,

Alışmışım güzele,

Çirkine yâr diyemem.

Badiyi yumurtlatırım.

Hendekten de atlatırım.

Çok konuşmayın kız evi,

Duluğunu patlatırım.

Bahçede olur vişne,

Kişne kır atım kişne.

Ben yardan ayrıldım,

Tatmasın bu duyguyu kimse.

Bahçelerde bağım var.

Ayva değil narım var.

Hiç kayırma ey anne,

Benim güzel yârim var.

Bahçemizde gül açar.

Kokusu her yana yayılır.

Sen uzaklara gidince,

Bu yazı sana hatıra kalır.

Bahçeye ektim güneşık,

Altına döktüm bulaşık,

Senin gibi oğlanın da,

Ayakları pek dolaşık.

Bakacaksın o zaman,

Bu yıpranmış mektuba,

Hatırlarsın belki de,

Hiç olmazsa bir kere.

Bakır tasta üzüm var,

Yüreğimde sızım var,

Afyon Allah’a emanet,

İçinde bir kızım var.

Belki günün birinde,

Saçların ağaracak,

Bu günleri anarken,

Gözlerin dolacak.

Ben varmam inekliye,

Yoğurdu sinekliye,

Allah nasip ederse,

Fakülteli mektepliye.

Bizim köyün altı çarşı,

Evimiz camiye karşı,

Akşam olsa da yesek,

Taze kıyım hamıraşı,

Cagaakkk…

Bolkamın da tırtırı,

Yerleri de süpürü,

Takıverin beygiri,

Beygirlerim götürü.

Bolluğu bulacaksın,

Neşeye dolacaksın,

İnan bana yakında,

Sen zengin olacaksın.

Çayırlıktan kaz gelir.

Kanadından saz gelir.

Abimin nişanlısına,

Dokuz altın az gelir.

Evin önü çiftlik gibi,

Uzar gider iplik gibi,

Abime kız alıyoruz,

Kınalı bir keklik gibi.

Ey birinci birinci,

Çarşıdan al pirinci,

Üç gelinin içinde,

Bizimkisi birinci.

Çay aşağı çağlarım,

Çayda balık avlarım,

Sizin gibi oğlanları,

Çarığıma bağlarım.

Dabancam atılmeyo,

Bahalı satılmeyo,

Gecele çakır ayaz,

Yalnız yatılmeyo.

Dam başının tozuyum,

Ben kurbanlık kuzuyum.

Tutma Murat kolumdan,

Ben candarma gızıyım.

Dama vurdum gazmayı,

Al başımdan yazmayı.

Anandan mı öğrendin,

Gostak gostak gezmeyi.

Damdan dama ip gerdim,

Goparsa ekle yârim,

Önümde bir senem var,

Seversen bekle yârim.

Demir kapı açıldı.

Portakallar saçıldı.

Ali Fatma’yı görünce,

Keçileri kaçırdı.

Deniz altı kumbara,

İçine attım para,

Oğlanlar şöyle dursun,

Şimdiki kızlar zampara.

Deniz dibi kum çalar,

Allı pullu bohçalar,

Biz düğün ediyoruz,

Düşmanlar da ah çalar.

Denize dalan bilir.

Güzeli alan bilir.

Güzel seven yiğitler,

Dünyayı yalan bilir.

Denizde gum galmadı,

Balıkta pul galmadı.

Söyleyeceğim çok idi,

Kağıtta yer galmadı.

Derelerin kumuyum,

Camilerin mumuyum,

Ala yorgana gireyim,

Ben Allah’ın kuluyum.

Dolmanın kapağın açtım.

İçinden irisin seçtim.

Ah senin ne şansın varmış.

Kızın iyisine düştün.

Eğme kavak dalını,

Yel ata yaprağını,

Yaban elde ölenin,

Kim ata toprağını.

Elma dalda asılsın.

Sevdiğim de nasılsın?

İkimizin şu aşkı,

Gazeteye basılsın.

Entarisi karadan,

Dağlar kalksın aradan,

Yârim güzel olsun da,

Malı versin yaradan.

Ettiğin iki hamırsız,

Biri yağlı biri yağsız,

Oğlan evi de geliyor,

Açın kapıyı hayırsız.

Evlerin önü iğde,

İğdenin dalı yerde,

Eller yârini aldı,

Benim yârim nerede?

Flu dağılar yanık dağılar,

Yaprağıı bölük dağılar,

Yâri çirkin olanlar,

Yazmayı soluk bağılar.

Fırın üstünde fırın,

Duyun komşular duyun,

Bizim bu kızı alan,

Oğlan da isli burun.

Galleden eriş mi olur,

Ham demir gümüş mü olur,

Akşamdan söz verdiğini,

Sabahtan dönüş mü olur.

Garanfil mor aşdı,

Saksıları dolaşdı,

Sen benimsin ben senin,

Falcı böyle fal aşdı.

Garanfilim ez beni,

Tülbentten süz beni,

Sen kalem ol ben divit,

Ag gerdana yaz beni.

Gelin hanımın böreği,

Pek güzeldir yemeği,

Nasıl da güzel olur,

Tarlasının keleği.

Gelinimin süsü var.

Mutfağında tası var.

Anasını sorarsanız,

Her daim yası var.

Genç bir talebeyim.

Yoktur kederim.

Bu deftere yazana,

Çok teşekkür ederim.

Gidin bulutlar gidin,

Yârime selam edin,

Yârim tatlı uykuda,

Uykuyu haram edin.

Git yârim güle güle,

Hak yazdı bizi böyle,

Ne yapalım sevdiğim,

Alınyazımız böyle.

Gitme gidenlerinen,

Dikme fidanlarınan,

Bir selam gönderiver,

Gelip gidenlerinen.

Guşanenin kapağı,

İçi dolu yapağı,

Bizim şu kızımız da,

Ak helvanın topağı.

Güneş doğdu dağlara,

Yayıldı ovalara,

Benim yârim olaydı,

Gelirdi buralara.

Hacıbeyli pirinci,

Dökülür inci inci,

Hacıbeyli kızları,

Nerde olsa birinci.

Harmanda sarı saman,

Üstünde çaldım keman,

Kurban olam ben ona,

Bir tanecik kaynanam.

Harmanı yuvarladık.

Samanı çuvalladık.

Haydi, ey oğlan evi,

Allah’a ısmarladık.

Hayat baki olsaydı,

Beni unutma derdim.

Ama meçhul, sadece,

Mesut ol diyeceğim.

Hatıra hatıra dedin.

Başımın etini yedin.

Al sana hatıra,

Baktıkça beni hatırla.

Hey haldırı haldırı,

Kalburu suya daldırı,

Bizim köyün kızları,

Çıngıldaklı potin aldırı.

Irafa fincan koydum.

İçine mercan koydum.

Kaynanamın adını,

Kuyruklu sıçan koydum.

İğne iğne ey gelin,

Sözümü dinle gelin,

Beşi birlik takmadan,

Taksiden inme gelin.

İki sekiz on altı,

Evimiz çeşme altı,

Acele etme ana,

Daha yaşım on altı.

İstanbul’dan gelir sayı,

Elimdedir onun payı,

Size Selamun aleyküm,

Ey bizim Hamamcı Dayı.

İşimde kararım yok.

Kârım yok zararım yok.

Bunca insan içinde,

Bir benim yârim yok.

Fasulyeyi börttürdüm,

Suyunu da döktürdüm,

Ali’ye kız vermeyeni,

Düdük gibi öttürdüm.

Kaleden iniş m’olur,

Ham demir gümüş m’olur.

Yar dedim de bir öptüm,

Sonradan dönüş m’olur.

Kapıları sürgülü,

Mantoları dürgülü,

Biz bir gelin alıyoz,

Yedi dağın bir gülü.

Kar yağar seyrek seyrek,

Cebimden düştü çeyrek,

Bu dünya nasıl dünya,

Dengine düşen seyrek.

Kara arpa ekerim.

Çavdarını çekerim.

Sevmediğim kişiyi,

Yularsız da çekerim.

Kara kara kazanlar,

Kara yazı yazanlar,

Cennet yüzü görmesin,

Aramızı bozanlar.

Kara koyun etli olur.

Kavurması datlı olur.

Eş üstüne varanlar da,

Ölmez amma dertli olur.

Kara tren kay da gel,

Askerliğin say da gel,

İçinde bir yârim var,

Tut elinden al da gel.

Karanfil biçim biçim,

Ağlarım için için,

Hep dostları kaybettim,

Sağ gönül verdiğim için.

Karanfilim kapkara,

Selam söyle o yâra,

Getir bir tane testi,

Su içem kana kana.

Karpuz kestim sulandı.

Yedim midem bulandı.

Çirkinlerden birisi.

Hep peşime dolandı.

Karşıda kara meşe,

Gölge vurur güneşe,

Kızımız ak gül ise,

Oğlan da mor menekşe.

Karşıda hiç kar kalmadı.

Yüreğimde yağ kalmadı.

Daha neler yazcadım da,

Mektubumda yer kalmadı.

Kayalardan kayarım.

Bu kız benim oyarım.

O kız benim olmazsa,

Kaderime yanarım.

Kaynana damdan düş geber.

Görümce bu diyardan gider.

Damat beyim benimle,

Bir ömür rahat gezer.

Kaynana hep dır dır.

Görümce ezelden cazgır,

Oğulları vardır bir de,

Sevgisi beni baştan yaratır.

Kaynana kaynana,

Acıyorum sana,

Kaynana dediğin,

Dört bacaklı dana.

Kaynana kazan karası,

Görümce Allah belası,

Damat beyi sorarsan,

Baklavanın ortası.

Kazanlar karasıyla,

Her şeyin sırasıyla,

Biz de düğün ediyoz,

Babamın parasıyla.

Kediye bak kediye,

Saat geldi yediye,

Annesi kız büyütmüş,

Damada da hediye.

Kekliğıim va kömeli,

Etlerini yemeli,

Ben gapıdan girince,

Hoş geldiniz demeli.

Koca kapı açıldı,

Portakallar saçıldı,

Oğlan kızı görünce,

Keçileri kaçırdı.

Kolumdaki saati,

Her isteyen kuramaz.

Ben babamın kızıyım,

Her isteyen alamaz.

Koyunlarım yüz olsa,

Ovalarım düz olsa,

Koyunları güderim,

Arkadaşım kız olsa.

Köprüden geçemiyom,

Az doldur içemiyom,

Sen benden geçtin emme,

Ben senden geçemiyom.

Köyümüze yaz geldi.

Oğlanlara kız geldi.

Dağ mani atacaktım,

Mürekkebim az geldi.

Kumpile bak kumpile,

Arkadaşın yok bile,

Sen gibi delikanlıya,

Çingen kızı çok bile.

Kuyuyu kaz derin olsun,

Suları da serin olsun,

Dua edin arkadaşlar,

Bekâr kızlar gelin olsun.

Maniye maraz derler,

Güzele kiraz derler,

Senin gibi maniciye,

Küllükte horoz derler.

Masa üstünde kaymak,

Yerim ben parmak parmak,

Herkese nasip olmaz,

Aşağ Tandır’dan olmak.

Masa üstünde sucuk,

Kilosu iki buçuk,

Benim sevdiğim yâr,

Dalyan gibi çocuk.

Masanın üstünde pekmez,

Bu pekmez de bana yetmez,

Oğlunun aldığı maaş,

Kızımın süsüne yetmez.

Mavi dolmuş geliyor,

Dağı taşı deliyor,

Aç kapıları damat,

Sana gelin geliyor.

Mendilim benek benek,

Ortası çarkı felek,

Yazı beraber geçirdik.

Kışın ayırdı felek.

Mendilim dalda kaldı.

Gözlerim yolda kaldı.

Yıkılası meyhane,

Sarhoşum nerde kaldı?

Mercimek kile kile,

Ölçerim sile sile,

Biz bir gelin veriyoz,

Geçinsin güle güle.

Mercimek kile kile,

Ölçerim sile sile,

Sadıcım gelin olmuş,

Geçinsin güle güle.

Mezarlıkta gezerim,

Kesme şeker ezerim,

Ali’ye laf atanı,

Kemerime dizerim.

Mısralarıma işledim ufkumdaki sisleri,

Sevgilerle yazdım sana bu bahisleri,

Bana kalsa bunları yazmazdım.

Sevgin getirdi aklıma bu mevzubahisleri.

Minareden at beni,

İn aşağı tut beni,

Kollarının üstünde,

Ninni çek uyut beni.

Motorun kırmızısı,

İçerimde sızısı,

Ne yaptın aslan yârim,

Alnımızın yarası.

Ocak başında minder,

Altını üstünü dönder,

Hakikatli yâr isen,

Günde bir mektup gönder.

Öğenderen meşeden,

Gül dözettim menekşeden,

Açılın ey komşular,

Güveyi baksın köşeden.

Pancar ektim sıra sıra,

Sıkça vurun arasına,

Oğlan evi düğün eder,

Emeklilik parasına.

Peşkir aldım kırk beşe,

Yudum serdim güneşe,

Elinki gül ise de,

Benimkisi menekşe.

Rafta gedik kaynana,

Dişi gedik kaynana,

Oğlun da çerez almış,

Sensiz yedik kaynana.

Sayımı barıştırdım.

Yemeği karıştırdım.

İnek ile ayıyı,

Cebimde yarıştırdım.

Sepet sepet yumurta,

Sakın beni unutma,

Unutursan küserim,

Mektubunu keserim.

Sokakta kara çocuk,

Saçların tara çocuk,

Ben de sana varamam,

Avcunu yala çocuk.

Su yolu susa yolu,

Boş gider gelir dolu,

Senin testin kırılsın,

Ağrıdı yârin kolu.

Şu dağın başına bak,

Kocaman taşına bak,

İnsaf et merhametsiz,

Gözlerimin yaşına bak.

Şu dağlar karalandı.

Yüreğim yaralandı.

Gördüm eski yârimi,

Yüreğim paralandı.

Şu dağlar ulu dağlar,

Etekleri buz bağlar,

Ben yârimi görmedim.

Ağlar gözlerim ağlar.

Şu gelini ne yapmalı,

Kaynar kazana atmalı,

Odununu çok verip,

Yandım diye ağlatmalı.

Tarlada ektim haşhaşı,

Daha ermemiştir yaşı,

Yârime pişirecem ben,

Evde tabak tabak aşı.

Tepsi tepsi pırasa,

Yapraklarına kar yağsa.

Bütün erkekler bekar kalsa,

Hepsi Ayşe diye yalvarsa.

Tespihimiz de pazardan,

Allah korusun nazardan,

Akşama sevdiğim gelir,

Yemek yaparım birazdan.

Teyyareler dik gider,

İçinde mektup gider,

Oku sevdiğıim oku,

Öğıretmen olsan yeter.

Tren gider ötmez mi?

Kömürünü dökmez mi?

Sen orada ben burda,

Bu ayrılık yetmez mi?

Tren geliyor tren,

İçinde Zeki Müren,

Bizi içeri almazsan,

Cami önünde dilen.

Tren tren içinde,

Siyah çorap içinde,

Sağı olsun sallansın,

Afyonkarahisar içinde.

Yaza yaza yaz geldi.

Çarşıya kiraz geldi.

Daha yazacaktım ama,

Mürekkebe zam geldi.

Yemenimin uçları,

Çıkamam yokuşları,

Selam edin yârime,

Yedi dağın kuşları.

Zeytin dalı dik durur.

Dalında tüfek durur.

Gelin arkaya baktı,

Damat sırıtıp durur.

Zeytine bak zeytine,

Zeytinin irisine,

Annem beni vermiyor,

Zenginin birisine.

Zeytine bak zeytine,

Zeytinin irisine,

Biz de kız veriyoruz,

Pintinin birisine.

B

BALIKESİR

Al sana bir tabanca,

Tabancanın küreği,

Hop hop eder yüreği,

Akşama fincan böreği.

Ayrılan kavuşmaz mı?

Dar sokaktan geçemem.

Arılar bala gelir,

Onluk paket içemem.

Bağlasalar duramam.

Dar yollardan geçerim.

Ak gül oldum yedildim.

Garabüber saçarım.

Bahar geldi gül açtı.

Yaşmak aldıramazsın.

Bülbüller yuvadan uçtu,

Alıp dolduramazsın.

Ben bu hallere düştüm.

Biz yarla ayrılmayız,

Sözümü tuta tuta.

Sevdayı sıkı tuttuk.

Bülbüller dala gelir,

Bana derler yardan geç.

Yarim inatçı değil,

Yar şirindir geçemem.

Yalvarsam yola gelir.

Çapa kazıyorum çapa,

Evimizin önü dutluk,

Sapını tuta tuta,

Yaprağını kuruttuk.

Çatlak patlak yusyuvarlak,

Kremalı börek sütlü çörek,

Çek dostum çek,

Amanın dostum çek,

Çek çek amca,

Burnu kanca.

Evimizin önü dutluk,

Kuyu dibinde keklik,

Yaprağını kuruttuk.

Gide gide bez buldum,

Bezin içinde tarak buldum,

Tarağı büyükanneme verdim.

Büyükannem bana ekmek verdi.

Ekmeği köpeğe verdim.

Köpek bana yavrusunu verdi.

Yavruyu çobana verdim.

Çoban bana koyun verdi.

Koyunu misafire kestim.

Misafir bana kamçı verdi.

Kamçıyı suya vurdum.

Su bana köpük verdi.

Köpüğü rafa koydum.

O taraftan bir kedi.

Bu taraftan bir kedi,

Alıp gittiler.

İndim dere kurt izi,

Karşıdan el karşıdan,

Çevirdi düşman bizi

Bizim evin başından,

Çeviren düşman olsun,

Oğlan sana varacağım,

Allah kavuşturur bizi.

Asker olduğun zaman.

Kaleden atladın mı?

Şu dağdan kuş uçmaz mı?

Yorganı gapladın mı?

Askerlik yakışmaz mı?

Oğlan diyor kaçalım.

Ağlamayın anneler,

Kız diyor patladın mı?

Kapılara dikildim.

İste be oğlan iste,

Almıcanı bildim de,

Vermezlerse kaçarım.

Ondan geri çekildim.

Kapıyı gıcırdattırıcılardan mısın?

Ocağı kıvılcımlattırıcılardan mısın?

Ne kapıyı gıcırdattırıcılardanım,

Ne ocağı kıvılcımlattırıcılardanım.

Keşkekçinin,

Keşkeklenmiş,

Keşkek kepçesi.

Kızlar giyer eteklik,

Biz yarla ayrılmayız,

Oğlan sana varmazsam,

Sevdayı sıkı tuttuk.

Leylek leylek lekirdek.

Hani bana çekirdek,

Çekirdeğin içi yok,

Sarı kızın saçı yok.

Mehmet Mehmet Mehmedi,

Eski susam demeti,

Çanak çömlek koymadı,

Hepsini donuna yamadı.

Şu benim deli gönlüm,

Dokuz tane yar sevsen,

Nice bentleri aştı.

Bana uyduramazsın.

Tıngır elek,

Tıngır saç,

Elim hamur,

Karnım aç.

Vur desem vurur musun?

Ay aydınlık duramam,

Canımı korur musun?

Ele destan olamam,

Bilmem inanayım mı?

Ay buluta girince,

Sözünde durur musun?

Yağmur yağmur yağ ister,

Evimizin önü sel ister.

Teknede hamur,

Tarlada çamur,

Ver Allahım ver,

Gümbür gümbür yağmur.

BARTIN

A benim mor çiçeğim,

Senden nasıl geçeyim?

Mevtime sebep oldun.

Vallahi öleceğim.

A benim mor çileğim,

Sen doldur ben içeyim.

O nazik dillerinden,

Ben nasıl vazgeçeyim?

Ağla bozuk değil mi?

Teli eksik değil mi?

Söz mendilin verilmiş,

Bana yazık değil mi?

Akan çeşme olayım.

Yar testine dolayım.

O nazik kollarına,

Bir bilezik bulayım.

Akan denizin kumu,

Böyle sevsem olur mu?

Şu benim kibar yârim,

Derde derman bulur mu?

Akan ırmağın kumu,

Böyle sevda olur mu?

Sevdiceğim nazlı yar,

Bana küsmek olur mu?

Akan sular akmaz oldu,

Bakan gözler bakmaz oldu,

A benim güzel yârim,

Bilmem sana ne oldu?

Ak mendil veremedim.

Sevdiğimin eline…

İnce kemer takayım.

Yarin ince beline.

Al çekmeceyi açmam.

Güllü gömlekler biçmem.

Sen benden geçtin emme,

Ben senden hiç vazgeçmem.

Aldığım küpeleri,

Takmadın kulağına,

Bu canım feda olsun.

Sevdiğimin yoluna.

Aldım gümüş makası,

Açtım gömlek yakası,

Bizim evden görünür,

Nazlı yârin odası.

Al eline gazmayı,

Gir bahçeye herk eyle,

İki sevda baş olmaz,

Birisini terk eyle.

Al eline kalemi,

Yaz başına geleni,

Nerelere gömelle,

Yangunluktan öleni.

Altından oklavayım,

Sinende baklavayım,

Yar elinde gül açmış,

Ben onun yaprağıyım.

Altınım var yüz dirhem,

Ak gerdana dizdirem,

Elma armut değilsin,

Yan cebimde gezdirem.

Altun yüsük yapdudum.

Bartın ustalarına,

Doktor ripor vermeya,

Sevda hasdalarına.

Amasra’nın inciri,

Hanımlar örer zinciri,

Ne esmerdir ne kumral,

Gönlümün güvercini.

Armudun sapı varmış.

Üzümün çöpü varmış.

Onu buna yok derken,

Bak güzel evde kalmış.

Armut dalında oldu.

Garnım derdiynen doldu.

Ben ayrılık bilmezdim,

Ayrılık senden oldu.

Arpa ektim bir evlek,

Dadandı beyaz leylek,

Yazı beraber idik,

Kışın ayırdı felek.

Arpa ektim bir kile,

Doldurdum sile sile,

Elli mendil çürüttüm,

Göz yaşım sile sile.

Arpa ektim gök iken,

Dibinde sarı diken,

Gel sarılıp yatalım,

Sen oğlan ben kız iken.

Asmadan gel asmadan,

Fistan giyer basmadan,

Yarin gözü görünmez,

Yüzündeki yazmadan.

Aşkımın ilk yıldızı,

Kalbimde vardır sızı,

Herkesten kıskanırım,

Sevdiceğim şu kızı.

Ata binesim geldi.

Yare gidesim geldi.

Kara kaşlı yârimi,

Pek çok göresim geldi.

Ata bindim ben at,

Tabancamı ata ata,

Özledin mi güzelim,

Yalınız yata yata.

Ata bindim eğerli,

Benim yârim değerli,

İnşallah kavuşuruz,

Buluşuruz temelli.

Atla geçitten atla,

Düzde ekili bakla,

Verdiğim o mendili,

Sakla sevdiğim sakla.

Atım evveli geldi.

Yüküm develi geldi.

Seni sevdim seveli,

Her iş başıma geldi.

Atım var meydanım yok.

Sazım var mızrabım yok.

Kalem kaşlı yârimin,

Nazı var cilvesi yok.

Ata vurdum kuskunu,

Ben unutmam dostumu,

Eğer beni sevmezsen,

Sereceği postumu.

Ayva yolla nar yolla,

Ben yanıyorum kar yolla,

Eğer kendin gelmezsen,

Mendilini sar yolla.

Bahçede bir kestane,

Dökülür tane tane,

Bizim köyde üç güzel,

Alacaz birer tane.

Bahçelerde badılcan.

Ben asgere yazılcan.

Ben asgerden gelince,

On beş yaşlı gız alcan.

Bahçen bozuk değil mi?

Yürek ezik değil mi?

Sen orada ben burda

Bize yazık değil mi?

Başımda yazma bağlı,

Yazmanın dalı allı,

Epeydir gelemedim.

Yollarım oldu karlı.

Bahçelerde toplanıır.

Baklalar sırığından,

Ben yârimi gözlerim,

Daraba kovuğundan.

Bartın yolu dolaşık,

Kara kaşık bulaşık,

Yar aklıma gelince,

Elimden düştü kaşık.

Bayırlar otlu çayır,

Endamda ince tavır,

Beklerim gelmez isen,

Yanasın cayır cayır.

Ben armudu dişledim.

Sapını gümüşledim.

Yangunumun ismini,

Tel yazmaya işledim.

Beyaz geyme toz olur.

Siyah geyme söz olur.

Hep yeşiller geyelim,

Muradımız tez olur.

Beyaz dut barmak gibi,

Kız yüzün gaymak gibi,

Seni benden ayıran,

Kurusun yaprak gibi.

Beyaz geyme üşürsün,

Güzellikte meşhursun.

Ne acayip huyun var.

Herkesle görüşürsün.

Bilemdeki bilezik,

Sımsıkı oynamıyor,

Yarimden başkasına,

Hiç kanım kaynamıyor.

Bir cigara ver bana,

Ateş dutayım sana,

Al nikahın altına,

Hizmet edecem sana.

Bir taş attım dereye,

Kız çıktı pencereye,

Kız Allah’ın seversen,

Beni al içeriye.

Bir vefasız eyledi,

Şu gönlümün bir durak,

Ogün geçtikten sonra,

Yazım güzüm hep kurak.

Boğaz’daki geminin,

Yelkenleri açılmış,

Yarimin boynundaki,

Altın yere saçılmış.

Bülbül ötüyor şak şak,

Saza vururum tak tak,

Gülmedik baş gülmüyor,

Ömür geçiyor lak lak.

Cam mıdır ayna mıdır?

Pek şirindir cemalin

Ayın on dördü sandım,

Yoktur eşin emsalin.

Çal udunu çinlesin

Aşık olan dinlesin,

Seni benden ayıran,

Can vermesin inlesin!

Çam dibinden geçerim.

Serin sular içerim.

Güzellerin içinden,

Sevdiğimi seçerim.

Çarşıdan bakır aldım,

Derin uykuya daldım.

Gız ben seni görünce,

Çarpıldım donakaldım.

Çeşmeye koydum testi,

Ayaz testiyi kesti,

Benim sevgili yârim,

Bugün selamı kesti.

Dağ başında bir bulut

Sevdiğim beni unut,

Anay belki verir de

Babay’ dan yok bir umut!

Davul çalar bayramdır.

Herkes sana hayrandır.

Gönüller bir olunca,

Samanlıklar seyrandır.

Değirmen taş öreli,

Üç gün oldum göreli,

Elin oğlu değil mi?

Bırakıp da gideri.

Derin sulara daldık.

Neşeli sohbet yaptık.

Sizler hoşça kalınız,

Bize Allah ısmarladık.

Deyenler demez oldu.

Gülenler gülmez oldu.

Çiğnemeden yuttum da,

Dişlerim kesmez oldu.

Denizde uçuşalım,

Tenhada buluşalım,

Uzaktaki sevdiğim,

Mektupla konuşalım.

Deniz dibinde mildir,

Beni söyleten dildir.

Bir sen söyle bir de ben,

Bakalım aşık kimdir?

Dut yedim duttu beni,

Duttu guruttu beni,

Ne vefasız yar imiş,

Çabuk unuttu beni.

Elbisesi yeşil tafta,

Otursun yârim  safda,

Mutluluktan uçuyorum,

Gönlümdeki kanatla.

Ele eller değmesin.

Göze gözler gezmesin.

Kötü gözden uzak dur.

Sakın nazar ilmesin.

Eğdirmiş yar fesini,

İşliyom ben telini,

Epeydir yârim yoktur.

Duymaz oldum sesini.

Ekinler ekilirken,

Dibine dökülürken,

Saçından bir tel gönder.

Kefenim dikilirken…

Ekinleri biçersin,

Güzelleri seçersin,

Kızının hatırına,

Kaynanayı seversin.

Ekmeği aldın taştan,

Beni çıkardın baştan,

İnci dişli yârimin,

Ünü dillere destan.

El uzattım zeytine

Zeytinin irisine…

Ben kendimi saklarım

Yiğidin iyisine…

Eliydeki mendiliy,

Çiçekleri solmaz mı?

Yarin gittiği yere,

Ben de gitsem olmaz mı?

Entarim var pembeden,

Leke olmuş giymeden,

Bana bir oğlan yanmış,

On beşine girmeden.

Ev üstünde gezerim.

Kiremidi ezerim,

Çok güzeller içinde,

Yangunumu sezerim…

Ey, büber ek büber ek,

Büber dalında gerek.

Senin gibi oğlana,

Benim gibi gız gerek.

Fıkır fıkır fıkırdak,

Pembe olmuş al yanak,

Bu bir sevgi selidir,

İçelim bardak bardak.

Fındıktan fıstık olmaz.

Ateşten yastık olmaz.

Bir gün varsın bir gün yok,

Böyle sevdalık olmaz.

Geçemekten geçerim,

Yeşillikler biçerim.

Senin gibi aşığı,

Su yerine içerim.

Gel akıtma güzelim.

Gözündeki yaşları,

İnsan böyle kırar mı?

Sevdiceği dostları…

Gel beriye beriye,

Sular dolsun dereye,

Gezdikçe doyum olmaz,

Bağ bahçeye yeşile.

Gemi üstünde urgan,

Üstümde telli yorgan,

Yarimi alır isem,

Kesecem çifte kurban.

Gemilerde isgile,

Ben gidiyorum asgere,

Üç seneye gadarı,

Yoktur bana tesgere.

Gergefimde tel yazma,

Motifi sarhoş sokar.

Ben gidiyom yârimle,

Sizleri kimler bakar.

Geydim çarşaflarımı,

Oymalıdır oymalı,

Adı güzel yârime,

Acep nasıl doymalı.

Geydim çoraplarımı

Bağladım bağlarını,

Yar karşımda dururken

Eritti yağlarımı…

Giden dayı beri bak.

Kulağına küpe tak.

Benden sana fayda yok.

Başka yere iyi bak.

Gitme yârim Yalı’ya,

Sevdan beni alıya,

Bu sevda kara sevda,

Bundan adam evliya…

Gül goncadan aldır.

Kösede bitmez sakaldır,

Dünür gönder babanı,

Beni anamdan aldır.

Gülüm gülüm pembe gülüm,

Kalbim sana düğüm düğüm,

Belinde hançerin varsa,

Aç kalbimi ur da görün.

Gülüm uyan da gel.

Mislere boyan da gel.

Eğer türkü bilmezsey,

Ustaydan öğren de gel.

Gül yüzünü göreydim,

Saçlarını öreydim.

Gurbet ele gitmeden,

İpek mendil vereydim.

Hacali’ nin motoru,

Zonguldak postasıdır,

Şu Bartın’ın kızları,

Yangunluk hastasıdır.

Hapishane çeşmesi,

Yandan akıya yandan,

Hapislik bi şey değil.

Ayrılık va bi yandan…

Hoş geldiy diyemedim,

Bir mendil veremedim.

Sen mi geldiy sevdiğim?

Ben seni bilemedim.

Hoş geldiy hoş üstüne,

Gel otur köşk üstüne,

Sen benim sevdiğimsin,

Her sözün baş üstüne.

Irmaklarda sazanlar,

Kar yazı yazanlar,

Güzel günler görmesin,

Aramızı bozanlar.

Irmaktan sular akar,

İnsanlar ona bakar.

Giden geri gelmiyor,

Yüreğim ona yanar.

İçimde var çok gurur

İyiyi kötüyü görür.

Bu sebepten dolayı

Bu dert beni götürür…

İnce çorap örmedim.

Ayağıma geymedim.

Adı gözel yârimi,

Çok zamandır görmedim.

İnce yazma işlerken,

Türkü, mani söylersin,

Senin yârin çok güzel

Başkasını neylersin…

İnce yazmanın eni,

Oğlan sararttıy beni,

Gün batar gönül batmaz,

Elbet sararım seni…

İndim dere boyuna,

Tabancayı yağladım,

Ateş düştü yanıyom,

Ciğerimi dağladım…

Kadife içlik giydim.

Bir nazlı güle değdim.

Ne söylesen darılmam.

Ben sana gönül verdim.

Kahvenin telvelisi,

Oldum güzel delisi,

Güzel üç türlü olur.

Sevilir cilvelisi…

Kahveyi pişirdin mi?

Pişirip taşırdın mı?

Evlenirim demiştin.

Düşünüp taşındın mı?

Kalem divit eldedir.

Mürekkebin az yârim,

Al eline kağıdı,

Yare mektup yaz yârim.

Kanarya var bülbül var.

Etrafı sardı bahar.

İkimiz bir olalım.

Gelmeden şu sonbahar.

Kapıda giriş çıkış,

Gözlerin kıpış kıpış,

Bekliyorum aylardır,

Gelesin tıpış tıpış.

Kapılarda mengine,

Herkes dengi dengine,

Şu dünyaya geleli,

Düşemedim dengime.

Karabük’ ün treni,

Hem ileri hem geri,

Kör olası gurbetlik,

Dul koydu gelinleri…

Kar gibi oydun beni,

Nar gibi soydun benim,

Sen orada ben burada,

Ne hala koydun beni.

Kara kazan koldadır.

Yarim uzak yoldadır,

Seslendim ses vermedi…

Dağlar aramızdadır.

Karanfiliy fidesi,

Çimenlerde bitesi,

Beğenip de almadıy,

Bir zalime düşesi…

Karşıda hanlar gibi,

Yanarım külhan gibi,

Yar yoluna kurudum.

Virane bağlar gibi.

Kar tepede eriyor.

Derelere iniyor,

Çoktandır aramadın,

O gücüme gidiyor.

Kar yağar beyaz olur.

Geceler ayaz olur.

Haber aldım yârimden,

Yüreğim ferah olur.

Kavak senden uzun yok.

Yaprağında üzüm yok.

Sana yandın varacam.

Başkasında gözüm yok.

Kaya kayaya uygun,

Üç oğlan bana tutkun,

İkisi şöyle böyle,

Birisi bana vurgun.

Kayığımı yüzdürdüm.

Ben giderim karadan,

Başka yârin var ise,

Ben çıkayım aradan.

Keçi çıktı meşeye,

Kıtır kıtır gevşeye,

Sesiy seday çıkmaya,

Sıkışa mı galdıy köşeye.

Kızın adı Emine.

Gözleri yeşil mine,

Yar nasıl inanayım,

Ettiğin yemine.

Kibriti çakışına,

Cigara yakışına,

Billahi ben vuruldum,

O baygın bakışına.

Kiraz dalında olmuş

Yedim tatlı mayhoşmuş.

Yarim gelmem deyince

Gözlerim yaşla dolmuş

Kirpiğinde boyayı,

Görür isem sileyim,

Sevdan kalbimde varsa,

Bakışından bileyim.

Kirpiklerin boyası,

Sana yârim uymuyor,

Bunca güzeller gördüm,

Senin yerin tutmuyor.

Kuyu suyu serince,

Kaşık saldım pirince,

Aklım başımdan gider.

Sevdiğimi görünce.

Küfe üstünde küfe,

Karşumda otur efe,

Ben de sana varacan,

Dakarsın elmas küpe.

Mavi sümbüllü kese,

Görüştük her ne ise,

Ayrılmana ne gerek,

Eğer gönlün var ise.

Mavilim kıyma bana,

Kurban olam ben sana,

Yılda kurban bir olur.

Her gün kurbanım sana.

Mektup yazdım tezinden,

Gitti deniz yüzünden,

Mektup Allah aşkına,

Öp yarimin yüzünden.

Mısırlar salkım saçak,

Alçak boylusun alçak,

Pek küçüceksin amma,

Dolduruyorsun kucak.

Minarenin alemi,

Kaşlar kudret kalemi,

Madem doktor değildin,

Niçin açtın yaremi?

Nereye gidiyon nereye?

Bartın’ın deresine.

Ben çobanlık yaparım…

Kızların sürüsüne.

Ne yazık bulamadım.

Halimden anlayanı,

Benle kaçmak dilersen,

Bekle ırmak kıyını…

Ocakta kömür kara,

Derindir bende yara,

Yar yanımdan ayrılma,

Başım düşmesin dara.

Of of amanın aman,

Aşkına dayanamam,

Alacaksan al beni,

Halim oldu pek yaman!

Ortalığa bakarsın

Olanlara şaşarsın

İçinden şaşamayıp

Kollarını açarsın…

Parmamdaki yüzüyün,

İçi dışından güzel,

Yangununa varmayan,

Bu dünyada ne gezer?

Pembe gül olacaksın.

Sararıp solacaksın.

Merak etme sevdiğim,

Sen benim olacaksın.

Pencerede hu kuşu,

Çıkamazsın yokuşu,

Üç adım beri gelsen,

Olursun cennet kuşu.

Pencereden el eder.

Kışları gel gel eder.

Senin orda duruşun,

Beni burda del’ eder.

Pınar başında bakır

Yarimiy gözleri çakır

O çakır gözlerine,

Gurban olsun bu fakır.

Pınar başında çınar,

Her guşla ona gonar,

Yarim asgera gidiya,

Yüreğim ona yana.

Saçım sarı ak tenim,

Fenerleri yak derim.

Şu yareli gönlüme,

Çağlayarak ak derim.

Saçım uzun kalkmaz mı?

Yar yüzüme bakmaz mı?

Beni yardan ayıran,

Hiç Allah’tan korkmaz mı?

Serin serin esiyor,

İnkumu’nda rüzgarlar,

Ömrümü tüketiyor,

Bana ettiğin nazlar.

Sitem edip geçersin.

Kaşların kömürden mi?

Seni sevmez diyorlar.

Yüreğin demirden mi?

Su gelir aka aka,

Taşları yıka yıka,

Gözlerim görmez oldu.

Yollara baka baka…

Sular akar oluktan,

Yılan bakar kovuktan,

Neredeydin dün akşam,

Dondum gittim soğuktan.

Şu Bartın’ın içinden,

Irmak derinden akar,

Bir muska tak gerdana,

Kötü göz nazar yapar.

Şu dere aka aka,

Gönlümü yaka yaka,

Seviyorum de bana,

Gözüme baka baka…

Şu ırmacık kanlı ırmak,

Günah değil mi ayırmak,

Kız oğlan bir kaynak olmuş,

Ayıranı caiz vurmak.

Talihim yok başımda,

Bitmez oldu bu çile,

Bir günüm geçmedi ki,

Sevdadan güle güle…

Tarlaya diktim darıdır.

Balı yapan arıdır,

Beni sana almayan,

Evdeki koca karıdır.

Tavşan gider ekine,

Kulakları dikine,

Senin sandalyen çürük,

Gel otur benimkine…

Tesbihi çeker oldum.

Taneyi sayar oldum.

Otuz üç kere maşallah,

Çabucak aşık oldum.

Tren gelir ötmez mi?

Kömürünü dökmez mi?

Sen orada ben burada,

Bu ayrılık yetmez mi?

Ud’um ceviz boyalı,

İçi bülbül yuvalı,

Böyle sevda görmedim.

Ben anamdan doğalı…

Yalı’ya fener geldi,

Aglıma neler geldi?

Yaşım güccükdür emme,

Başıma nele geldi.

Yamadan indim düze,

At bağladım nergize,

Oturalım sevdiğim,

Gel seninle diz dize.

Yamadan inişelim.

Atlara binişelim.

Böyle yangunluk olmaz,

Elmayı bölüşelim.

Yamadan iniyordum,

Çağırsan dönüyordum.

Aşkından kibrit oldum.

Üflesen yanıyordum.

Yar beline bağlamış,

Kırmızı uzun kuşak,

Yarim beni seversen,

Kapında olam uşak…

Yarla arama girdi.

Kara kara kediler,

Takdirde yazılanı,

Nasip kısmet dediler.

Yatuması yağlıdır.

İbrişimle bağlıdır.

Sana varırım emme,

Ele başım bağlıdır.

Yazmada dallar olsun.

Dallar güneşte solsun.

Üstüme yar seversen,

İki gözün kör olsun.

Yeşil dalda goncasın,

Yamaçlarda yoncasın,

Sev beni sevem seni,

Düşmanlarım çatlasın.

Yumağı saracağım.

Aşkınla yanacağım.

Dosta düşmana karşı,

Yar seni alacağım.

Yılana bak yılana,

Gel dolana dolana,

Ben yârimi kaybettim.

Beş altın var bulana…

Yüreğim ateşlidir,

Çabuk çabuk koşarım.

Yar sana gelmek için,

Dere tepe aşarım.

BATMAN

Ekmek atlı ben yaya Bülbülem bağ gezerem,

Yetişmek kaldı Allah’a Mecnunam dağ gezerem,

Anna bedduanı al geri Seksen yerden yaram var,

Biraz da yalvar Allah’a El bilir sağ gezerim.

Ben bir bahtsız dilberim Bu dağlar bele bağlar,

Hem ağlar hem giderim Hayasız arsız bağlar,

Kaynana çok sevinme İşte ben gider oldum,

Oğlunu alıp giderim İşte siz işte bağlar.

Dicle boyu sazlıktır Bülbülem hava bilmem,

Ablam sana aşıktır Dertliyem deva bilmem,

Oğlan yine bilmezsin Bana bir sevda gelmiş,

Geçtiğim yollar taşlık Başımdan sava bilmem.

Dicle geçit vermez Bahçede barksız adam,

Mezrabota ovası Aynasız yarsız adam,

Sevda başımdan gitmez Kalaysız kaba benzer,

Yaram gönül yarası Dünyada yarsız adam.

Koyun sağar berivan Bu dağı aşam dedim,

Sevdiğini düşlerken Aşam dolaşam dedim,

Bahar çiçekleri ile Bir vefasız yar için,

Boynu bükük beklerken Aleme paşam dedim.

Oğlan kızı gördükçe Bayıra serdim kilim,

Tutulmuş dilleri Gel otur benim gülüm,

Gözleri kör olurmuş Ne dedim ne söylerim,

Bilmezmiş kimseleri Lal olsun benim dilim.

BURDUR

A benim aslan yârim,

Dilere destan yârim,

Sana deli diyorlar,

Evlen de uslan yârim.

A benim mavi salım,

Dağları dolaşalım.

Aramız derya deniz,

Biz nasıl buluşalım.

Ağaçlarda kestane,

Kaç tanedir kestane,

Kara gözlü sevdiğim,

Bir tanesin bir tane.

Ağlayı ağlayı aştım gediği,

Gene oldu düşmanların dediği,

Dolan ay sevdiğim yayla yoluna,

Beni gomadılar kendi halime,

Gaderim gaderim kötü gaderim,

Başıma geleni çeker giderim.

Ak güle uyan gel.

Kokulara boyan gel.

Hiç takatin yoğ ise,

Değneğe daya gel.

Akşam oldu garardı.

Garip gönlüm sarardı.

Benim yârim buda ola,

Tatil günleri arardı.

Al almanın dördünü,

Sev yiğidin merdini,

Seversen de güzel sev,

Çekme çirkin derdini.

Altın sarısı yârim,

Limon yarısı yârim,

Bana nasip olmasın,

Senden başkası yârim.

Al yazmamın oyası,

Gömleğimin boyası,

Gine mi vazgeçivermiş,

Allah’ından bulası.

Al yeşil kuşan gelin,

Dağlardan aşan gelin,

Kocan çirkin sen güzel,

Gayret et boşan gelin.

Avlunun duvarıyım,

Kıyının kenarıyım.

Eller ne derse desin,

Öksüz oğlu yâriyim.

Ayakkabım kundura,

Yar gelir dura dura,

Bucak’ta iş yok gibi,

İşe gitmiş Burdur’a.

Baba bostan ektin mi?

Kollarını attı mı?

Gurbet ele verince,

Aşın ekmeğin arttı mı?

Bahçe bahçe gezerim,

Bahçede boncuk dizerim,

Alacaksan sen beni al,

Ben ablamdan güzelim.

Bahçelerde mor meli,

Verem ettin sen beni,

Nasıl verem olmayan,

Eller alıyor (sarıyor) seni.

Bahçenin önü pınar,

Yusam elbisem donar,

Tez buldum tez ayrıldım.

Yüreğim buna yanar.

Bahçenizden geçiyin,

Ata yonca biçiyin,

Kesesinde para yok,

Çalımınga sıçayım.

Başındaki yazmanın,

Dalı var çiçeği yok.

Şu zalim oğlanın,

Yârden geçeceği yok.

Bir ceviz buldum oyuk,

Ağlarım goyuk goyuk,

Sevdiğini alamayan,

Olsun dağlara oyuk.

Bir elbise dikindim,

Rengi akşam güneşi,

Dalga geçme sevgilim,

Esas yapalım işi.

Birincisi evim,

İkincisi avım der.

Bir tutamcık yün getirdim,

Hatça ditmedi.

Söylediğim sözleri,

Hatça tutmadı.

Tabak tabak bal getirdim.

Hatça yemedi.

Söylediğim sözleri,

Hatça ah tutmadı.

Boynumdaki inciler,

Kümesteki civcivler,

Hiç aklımdan gitmiyor.

Konuştuğumuz geceler.

Boynumdaki inciler,

Olacak iki dizi,

Söylemedim mi nazlı yar,

Ayıracaklar bizi.

Çeşmenin başındayım.

Onsekiz yaşındayım.

On sekiz yaştan beri,

Sevgilimin peşindeyim.

Çeket astım duvara,

İngel yârim pınara,

Akşam babam yemin etmiş.

Bulduralım bi çare.

Çeket astım duvara,

İn gel yârim pınara,

Babam yeminler etmiş,

Yok mu buna bir çare?

Çekmeceyi çekerim,

Darıldın mı şekeri,

Ana baba kahrını,

Bir sen için çekerim.

Daşdan daşa sekerim

Kılkirmeni bükerim.

Ben bu oğlanı beğendim

Dağda keçi güderim.

Deniz dalgasız olmaz.

Güzel sevdasız olmaz.

Güzel seven oğlanın,

Başı dumansız olmaz.

Deniz dibi sarmaşık,

Sormadan oldum âşık,

Yarim âşık ben âşık,

Yollarımız dolaşık.

Denize dalan bilir.

Dalmayanlar ne bilir?

Sevda ateşten gömlek,

Giymeyenler ne bilir?

Denizin kalayı var.

Askerin alayı var.

Sen istettir sevgilim,

Sonumuz kolayı var.

Derdim topladım sel aldı gitti.

Büyüttüm besledim el aldı gitti.

Eve kelle geldi gıç geldi.

Bir haftalık iş geldi.

Derelerin aşkını,

Gönül bilir aşkını,

Sevdiğini alamaz,

Oğlanların şaşkını.

Dört tahtayı çaktılar.

Ara yerden barktılar.

Daha ben neydim ki?

Ufacıkken sattılar.

Elbisem ak diyorlar.

Yârine bak diyorlar.

İkimizin sevdiği,

Beraber geziyorlar.

Elinde kalemi var.

Yazısı dizi gibi,

Gurbette sevdiğim var,

Kurbanlık kuzu gibi.

Elma dalda dört biter.

İçerim yanar tüter.

Sağ olsunda sallansın,

Yolda gördüğüm yeter.

Elmayı yedi dildim.

Yere düşünce sildim.

Yar kıymeti bilmezdim.

Ayrı düşünce bildim.

Erenlerin tekkesini taşladım.

Bilmem hata, bilmem günah işledim.

Evimizi yaptırdım.

Camlarını taktırdım.

Benim gözüm bakarken,

Nazlı yari kaptırdım.

Evimizin önü çiçek,

Orak getirin biçek,

Yenile emir gelmiş.

Sevdalılar içecek.

Evimiz karşı bakar,

Ateşi beni yakar.

Ben size çok’mu vardım.

Âlem başıma kakar.

Evladımızı boyumuza kadar yetiştirdik.

Huyumuz kadar eriştiremedik.

Gar boranlar savrulur.

Cihan başıma çevrilir.

Eyil sevdiğim bi öpeyim.

Yol bu gedikten ayrılır.

Gençliğim bir kuştu tutamadım.

İhtiyarlığı çok uğraştım satamadım.

Gökte yıldız on gider.

Hem eğlenir hem gider.

Kız oğlanı görünce,

Hemen çevreye gider.

Gökten uçan kuşa bak.

Kirpik kaldı kaşa bak.

Bu sene düğünüm yok.

Yeni sene kışa bak.

Gökten uçan kuş mu olur?

Kandında gümüş olur.

Ayrı düştük sevgilim.

İki sene baş mı olur.

Gökten uçan teyyare,

Selam söyleno yâre,

Benden medet ummasın,

Bulsun başına çare.

Hey gelenler gelenler,

Atıng başını yedenler,

Gaymağını ben yedim.

Sütünü alıp gidenler.

Hey muştuluk muştuluk,

Su gelir tuluk tuluk,

Bileziğimi bulana,

Kar memeler muştulu.

İlkim mülküm.
İncecik oklava’mısın?

Yabanın toprağı’mısın?

Yabanda bir gül açmış.

Sen onun yaprağımısın.

İnci buldum dizi ile,

Kimler görmüş gözü ile,

Ben yârimden ayrılamam,

Üç beş adam sözü ile.

İn dereye dereye,

Dere taşlıklarına,

Ben yârimi bıraktım.

Benden âşıklarına.

İndim geldim hamadan,

Öldüm kan ağlamadan,

Dutta yaprak kalmadı.

Yarama bağlamaktan.

İndim kuyu dibine,

Bileziğim çıt dedi.

Söyledim annesine,

Kızım küçük dedi.

İyi söyle geline,

Düştüm oğlan eline.

Kalelerde oturma,

Sen derdimi arttırma,

İlenirim son zaman,

Belalardan kurtulma.

Kapımızın kanadı,

Üstüne kuy dünedi.

Öyle olmaz sevgilim,

Eller seni gınadı.

Kara köpek kanlar kustu.

Kollarımı hıltar kesti.

Dolan ağam sürü köstü.

Dolan günnük kısığına.

Karar kara gazanlar,

Gara yazı yazanlar,

Cennet yüzü görmesin,

Aramızı bozanlar.

Karşı dağlar bizimdir.

Kararanlar üzümdür.

Aç göreyim yüzünü,

Belki nasip bizimdir.

Karşıdaki ak evler,

İçinde ağalar beyler,

Evliler saz çalıyor,

Bekârlar gönül eyler.

Karşıdan bakıp durma,

Sen beni yakıp durma,

Alacaksan al beni,

Ayrılık çekip durma.

Karşıda oturanlar.

Derdimi arttıranlar.

Bana bir akıl verin,

Sevdadan kurtulanlar.

Karşı karı evimiz,

Nedir bizim sevimiz,

Sevi olsa ne olur.

Ayrı düştük birimiz.

Karşı karşı duralım.

Telefonu kuralım.

Aramıza gireni,

Kurşun ile vuralım.

Kar yağar erimez mi?

İftira dürümez mi?

İftirayı dürüten,

Kör olup sürünmez mi?

Kayabaşı garımış,

Gün doğunca erimiş,

Dünyadaki meyvanın,

En güzeli yar imiş.

Keçi sürdüm yamaca,

Dolandı dolambaca,

Ben oğlanı kandırdım.

Bir çanak(bir kaşık) bulambaca (bulamaca).

Kestaneyi kavurma,

Mendil verdim savurma,

Âşık oldum ben sana,

Kimselere duyurma.

Keten gömlek iki kat,

Birini giy birini sat,

Benden başka seversen,

Kalkmaz döşeklere yat.

Kolundaki saati,

Ben kurayım kurayım.

Nazlım asker olursan,

Ben nasıllar durayım.

Koyun geldi yan dirsek,

Suyu nereden indirsek,

Kuşların da dili yok.

Yâre selam göndersek.

Kurum kurum kurulma,

Sular gbi durulma,

Nasihatim kardeşim,

Sevdiğinden ayrılma.

Kuyu dibi milli olur.

Zengin gızı dilli olur.

Al rençber kızını,

Ağzı yüzü belli olur.

Küp içinde gavurma,

Mendil verdim savurma,

Aşık oldum ben sanan,

Kimselere duyurma.

Mendil verdim kok diye,

Elbisene tak diye.

Yemin ettim ben yârim,

Senden başka yok diye.

Mendilim alamadım.

Al yeşil seremedim.

Hepinizle konuştum.

Birini alamadım.

Mendilim dalda kaldı.

Gözlerim yolda kaldı.

Benim gözüm bakarken,

Sevgilimi eller aldı.

Mendilimde gül oya,

Gülmedim doya doya,

Bilseydim ayrılık var.

Severdim doya doya.

Mendilimin ucuna,

Sakız bağladım sakız,

Doğru söyle sevgilim,

Seviyor mu başka kız?

Mercimeği oyarlar,

İçine bilir koyarlar.

Güzeli candan severler,

Çirkini başdan savarlar.

Pencerede çiçeğim,

Uçlarını biçeyim,

İlk gözümün ağnısı,

Ben nasıl geçeyim.

Penceresi tül perde,

Beni düşürdü derde,

Ben bu derde düşeli,

Duramıyor evde.

Pınara testi koydum,

Her gelen koydu geçti.

Al kırmızı testiden,

Nazlı yârim su içti.

Pınarbaşı ben olam,

Bulanırsam bulanam,

Verin beni sevdiğime,

Dilenirsem dileneyim.

Sabahleyin kalktım çocuklar ağlar.

Çocukların anasını jandarma bağlar.

Saçım uzun tararım,

Var mı sana zararım,

Ben bu köyün içinde,

Yârim yitmiş ararım.

Sırtındaki gocuğun,

Ben verdim parasını,

Almam demişsin yârim,

Getiririm sırasını.

Söğüt senden uzun yok.

Dallarında üzüm yok.

Yârim küsmüş gidiyor.

Barışmaya yüzüm yok.

Suya giderim suya,

Elmayı soya soya,

Kaldır yârim şapkanı,

Göreyim doya doya.

Suyu ılık insanları yılık.

Sürahiyi doldurdum.

Baş masaya gondurdum.

Sevgilimin yoluna,

Gül benzimi soldurdum.

Tahta başında tabak var.

İçinde tas kebab var.

Ora yerde dönende,

On okka göbek var.

Tarlanın toprağına,

Pancarın yaprağına,

Babam gene vermedi.

Vur bağrınga bağrınga.

Teperim, teperim tepmem dinmez.

Çıkarım bakarım sılam görünmez.

Sılamın yolları gül oldu bana,

Anamın evleri el oldu bana.

Tiren gelir boy boya,

İçi dolu mor boya,

Bileydim ayrılık var.

Sarardım doya doya.

Tiren gelir ötelek,

Kömürünü dökelek,

Ben yârimden ayrıldım.

Göz yaşları dökelek.

Tirenin düdükleri,

Aşıyor gedikleri,

Hiç aklımdan çıkmıyor.

Yârimin dedikleri.

Ulu kuşlar sarpa yapar yuvayı,

Ay doğmadan şavkı vurmuş ovayı,

Küçük yaşta terk eyledim yuvayı,

Sılasından ayrılanlar gelsin yanıma.

Uzun kavak gazeli,

Yârim dünya güzeli,

Bana fistan kestirmiş,

Etekleri kozalı.

Uzun uzun kamışlar,

Ucunu budamışlar,

Benim nazlı yârimi,

Gurbete yollamışlar.

Vur testiyi gümlesin,

Aşık yarim dinlesin,

Alamamış aşkını,

Ben evyendim demesin.

Yağmur yağsa yaş görmedin.

Kavga olsa daş görmedin.

Yârim bahçede gezer,

Eline güller dizer,

Gül çok güzel emme ya,

Yârim gülden de güzel.

Yârim orak biçiyor.

Suyu nereden içiyor.

İkimizin sevdası,

Böyle boşa geçiyor.

Yatma yeşil çimene,

Uyur uyanamazsın,

Verme beni ellere,

Görür dayanamazsın.

Yemenimin uçları,

Çıkamam yokuşları,

Yârime selam edin.

Yedi dağın guşları.

Yeşil sandık açarım.

İçine gül saçarım.

Sen istettir sevgilim.

Vermeseler kaçarım.

Yılan gaydı gamışa,

Su vering susamış,

Allah sabırlar versin,

Yarinden ayrılmışa.

Yılan gaydı gazele,

Sevim düşdü güzele,

Hiç kibirim yemiyor.

Yarimle gezene.

Yol üstünde durayım.

Yâri kimden sorayım.

Yârsiz geçen günleri,

Ömürden mi sayarım.

 

E

ERZURUM

Bir mendil işle yolla.

Ucunu gümüşle yolla.

İçine beş elma koy.

Birini dişle yolla.

Birler,

İkiler,

Üçler,

Dörtler,

Depo,

Gudikler,

El üsti,

Köpri.

Çekmeceden çektir oğlan,

Boyun gerçektir oğlan,

Senin bastığın yerler,

Elvan çiçektir oğlan.

Çobanın ipine bak.

Katlayıp katına bak.

Her beni özledikçe,

Erzurum dağına bak.

Dadaş dadaş hoş dadaş,

Başında dal-fes dadaş,

Eller gelmiş götürir,

Kapıları bas dadaş.

Elledim üzledim,

Tepeledim düzledim.

Erzurum’a nar geldi.

Yüce dağa kar geldi.

İşittim yaz gelecek,

Bugün bana yar geldi.

Erzurum’a kalkta gel.

Sular gibi akta gel.

Ben sene gel diyemem.

Şu gönlüme bakta gel.

Erzurum dağları haşhaş,

Şekeri ağızla kardaş,

Erisin karlı dağlar,

Kavuşsun bacı kardaş.

Kahve piştiği yerde,

Pişip taştığı yerde,

Güzel Çirkin aranmaz,

Gönül düştüğü yerde.

Tarla tumbi zegerek,

Zegerege su gerek,

Emmim oğlu dururken,

El benim neme gerek.

Zülüf kestim tarama,

Dağı taşı arama,

Bana bir name gönder.

Fitil edim yarama.

 

G

GAZİANTEP

Acı balcanın tohumu,

Mustafa da hacı bekir lokumu.

Aldık oğlumuza gızıızıııı,

Azrail görsün yüzüzüüü.

Al yaglik yesil yaglik,

Oyniyanin eline saglik.

Anteb’in içinde galaa,

Beyle gaynaneyı da,

Allah alaa…

Asmada uzum olduuuu,

(gelinin ismi zikredilir) de bizim olduu.

Ay doğar elek gibi,

Gün doğar melek gibi,

Biz bir gelin aldık ki,

Dondurma bebek gibi.

Ayran mıydı su muydu?

Gız evi de bu muydu?

Bağlardan üzüm aldık.

Bekçiden izin aldık.

Düşmanlarım çatlasın,

Gelini de biz aldık.

Bahçelerde pirpirim,

Yıkadık birim birim,

Hökkeşi everdik,

Mamede Allah Kerim.

Bakkalda uzum oldu,

Hayce deyze bu,

Gözel gızın da bizim oldu.

Balon patladıııııı,

Gaynana çatladıııı.

Çayırlardan geçtik,

Sütlü gahveler içtik,

Bi antebin içinde,

Gelinimiz Ayşe’yi beğendik.

Damadın gıravatı,

Nahışlı gelin de,

Damada ne gözel yakıştıııı.

Gavırgayı patlattık,

Ddüşmanları çatlattık.

Gelin damat bu yanaaa,

Alkış çalmayanı allah alaaa. 

Gelinimiz de yeen gözel,

Bir barmag boydan gıssaa.

Goruklar üzüm oldu,

Aşşegül de bizim oldu.

İki sigara bi paket,

Gayınbobanın da,

Kesesine berekeeet.

Kellenin kefi geldi,

Gaynananın da keyfi geldi.

Lahmacun tavaa,

Hava da bu havaaa.

Maşallah, maşallah.

Başa sürer inşallah.

Maşallah maşallah,

Sonları gelir işallah.

Maşa maşaya benzer,

Güvey de paşaya benzer.

Paşa mangalının külü,

Gelinimiz de Anteb’in gülü.

Sahanda kaymak,

Yaladık barmak barmak,

Her ananın harcı deel,

Beylee oğlan doğurmak.

Sandikta muskaaaaa,

Gaynana da ne koskaaa.

Sarı taksi geliiyyy,

Dağı daşı deliiyyy,

Aplam gelin gidiiyy,

Sıra da baa geliiiyy.

Su gelir millendirir,

Cayiri çimlendirir,

O sendeki gözellik,

Ahrazi dillendirir.

Yerde serili antep kilimii,

Gelinimiz de beaglava dilimii.

 

K

KAYSERİ

Aşkın beni çevirdi.

Aslı’nın Kerem’ine,

Eni kenar bitmiyor.

Çividisi yetmiyor.

Aşkınla verem oldum.

Sen de Erciyes’te yan,

Gözlerin mavi mine,

Vuruldum perçemine.

Ateş oldum külüm yok,

Bülbül oldum dilim yok,

Ben senden ayrılalı,

Ağlamadık günüm yok.

Azrailin suçu ne?

Defteri yazana bak.

Ayrıldım gülüm senden,

Saçı sümbülüm senden.

Camilerden hû gelir,

Mermer taştan su gelir,

Allah Allah diyelim,

Elimizden ne gelir.

Dağlar araya düştü.

Kesildi yolum senden.

Dağlar duman içinde,

Sözüm harman içinde.

Eli elcekli gelin,

Kolu kolçaklı gelin,

Oğlanı ben doğurdum.

Çilpi bacaklı gelin.

Erciyes’te duman var.

Pastırmada çaman var.

Hapsetmeyin evlere,

Kızlarda da bir can var.

Erciyes’ten yel eser,

Buzu soluğum keser,

Babam da zalim çıktı.

Her gün bir dünür küser.

Erciyes’ten su içtim,

Türkmen’inden kız seçtim,

İstedim vermediler,

Ordan gurbete göçtüm.

Halının direzine,

Koy başını serinlesin,

Sabahdır ezana bak,

Kabrimi kazana bak.

Halıyı kestim saçak,

Üstüne koydum bıçak,

Çıkmaz olsun bu halı,

Kızlar verem olacak.

Kemâle erdim ana,

Beni şu oğlana ver.

Çizmem sarı sahtiyan,

Ağlar halimi duyan.

Kaya gibi horasan,

Yârimin adı Hasan,

Onu bana verseler,

Yok olur cümle tasam.

Kayalar karda kaldı.

Bülbüller zarda kaldı.

Gönül kapım kilitli,

Anahtar yârda kaldı.

Kayseri’nin içinde,

Tekir’de açar güller,

Güller bülbülün ister.

Kuyunun kapakları,

Çınarın yaprakları,

Gurbetteki yârimin,

Çınlasın kulakları.

Lokman dünya hiç demiş,

Ektiğini biç demiş,

Dertli zoru görünce,

Geç yiğidin geç demiş.

Mendil yaptım köşeli,

İçi çiçek döşeli,

Hiç akşam da olmuyor.

Senden ayrı düşeli.

Saçımda siyahım var.

Kız sende bir âhım var.

Kalbim çok sevdi seni,

Benim ne günahım var.

Şu halılar çıkalı,

Kızlar gelin gitmiyor.

Halı dokurum halı,

Bitmiyor gâvur malı.

Şu halılar çıkalı,

Kızların benzi sarı,

Vur tarağı inlesin,

Alem seni dinlesin.

Tesbihine mercanım,

Neren ağrıyor canım,

Cesette bir canım var.

Satar sana harcarım.

KONYA

Ay dede,

Ay dede,

Evin nerde?

İnce suyun neresinde?

İki dağın arasında.

Tavuk gelir,

Bala batır.

Sen yiyemezsen bana getir.

Ben yiyim, sen bak otur.

Ayı beni gorkutdu.

Gulağından sarkıtdı.

Çalarım çalarım ötmeyyor.

Neyin için öymeyyor.

Arpa buğday isdeyyor.

Arpayı nerden alayım?

Demirciden alayım.

Demircinin nesi var?

Yazı yazan oğlu var.

Yazı yazan oğlu var.

İnci dizen gızı var.

Ayşanım’ın tavukları,

Gıt gıt diyor.

Arpa, saman istiyor.

Arpa, saman yok,

Kilimcide çok,

Kilimci kilim dokuri.

İçinde bülbül okur.

O bülbül benim olsa,

İki kardeşim olsa,

Biri ay, bir yıldız,

Hop çukuklata piyasa,

Akşam yedim salata,

Kız; senin babanın adı,

Keratadır, kerata.

Haca haca hamama,

Dilli düdük çalana,

Annem vermez çobana,

Alır kaçar yabana,

Yabanda tütün tüter.

Tavşanlar yaşın öter.

Yuvarlandım yuvak buldum,

İçinde tarak buldum.

Tarağı natır’a verdim.

Natır bana nar verdi.

Nar’ı göğe verdim.

Gök bana rahmet verdi.

Rahmeti yere verdim.

Yer bana çimen verdi.

Çimeni koyuna verdim.

Koyun bana kuzu verdi.

Koyun bana kuzu verdi.

Kuzuyu tazıya verdim.

Bindim tazı boynuna,

Gittim Halep yoluna,

Halep yolu çay Pazar,

İçinde ayı gezer.

Ayı beni korkuttu.

Kulağını sarkıttı.

Kulağında beni var.

Kuyruğunda çanı var.

Çalarım çalarım ötmüyor.

Neyin için ötmüyor.

Arpayı nerden alayım,

Demirciden alayım,

Demircide yoğumuş.

Karıncada çoğumuş.

Hangi taya vereyim?

Ala taya vereyim.

Ala tayın neyi var?

Yazı yazar oğlu var.

İnci dizer kızı var.

Dümbelekten sazı var.

İki çatak biti var.

İnne battı.

Canımı yaktı.

Tombul kaş,

Arabaya koş,

Arabanın tekeri,

İstanbul’un şekeri,

Hap hup,

İnrneyi kap tutu.

Kurraya kıraat mü’mine taat.

Sultana ferman kula itaat.

Kadılara hüküm şaha adalet,

Müftiye fetva ne güzel uymuş.

 

M

MANİSA

A a acı…

Tatlı cadı,

Pek şarkıcı Mobilyacı,

Bizim evin arkası Dokuma fabrikası,

Annem babam kaymakam,

Var mı bana yan bakan?

A a a asma,

B b b basma,

Lale, gül, sümbül,

Oyundan sen çık.

Acar acar,

Kardeşim acar,

Dolapları açar,

Annemi görünce,

Fır diye kaçar.

Ali Veli,

Kırk dokuz elli.

Bir iki üç dört beş,

Altı yedi sekiz dokuz on,

Bahçeye kon,

Bahçedeki kazlar,

Yumurtlamazlar,

Şimdiki kızlar,

Laf anlamazlar.

Çan çan çikolata,

Hani bize limonata,

Limonata bitti.

Hanım nine gitti.

Çık çıkalım çayıra,

Yem verelim ördeğe,

Ördek yemini yemeden,

Ciyak miyak demeden,

Kanguru manguru,

Seçtin çıkardın,

Kimi çıkardın?

Develeme geveleme,

Deve kuşu kovalama,

Hapben, yupben,

Su iç kurtul.

Ebe ebe nerede?

Su doldurur derede,

Dere boyu çalılık,

Şu ebe de nasıl alık?

Ebe suya dalamaz.

Arasa da bulamaz.

Ermeni mermeni,

Çok yeme peyniri,

Peynir seni öldürür,

Cehenneme döndürür,

Cehennemin kadıları,

İstanbul’un cadıları,

Hık, mık sen çık.

Eleliya pelpeliya,

Çumçuralı çuralıya,

Hece mece,

Sarı kız domata,

Kız ayvan açıgan,

Macin çukalin pişti.

Elim elim öpelek,

Yoldan çıkan topalak,

Topalağın yarısı,

Yedi koyun derisi,

Çekme bunu, çek bunu.

Esesi, mesesi,

Hasan Baba’nın,

Telli tütün kesesi,

Sen çık, kurtuldun!

Eş eşine,

Beş beşine,

Kir kutu şekerine alsana,

Baksana, güneş bizi yakıyor,

Mavi boncuk saçıyor,

Eşim sen çık.

Fındık kurdu,

Fındık kurdu,

Girdin çıktın oyundan,

Sen oldun artık ebe.

Kara kedi geliyor.

Tasasından ölüyor.

Tasalanma a böcek,

Yavruların gelecek.

Kara tavuk gık dedi.

Yağmur cama tık dedi.

Akşam dünürcüler geldi.

Annesi güdük dedi.

Koca karı kalktı,

Lambayı yaktı,

Üç göbek attı,

Yatağına yattı.

Komşu, komşu!

Hu, hu!

Oğlun geldi mi?

Geldi.

Ne getirdi?

İnci, boncuk.

Kime, kime?

Sana, bana.

Başka kime?

Kara kediye.

Kara kedi nerede?

Ağaca çıktı.

Ağaç nerede?

Balta kesti.

Balta nerede?

Suya düştü.

Su nerede?

İnek içti.

İnek nerede?

Dağa kaçtı.

Dağ nerede?

Yandı, bitti; kül oldu.

Oooooo….

Allah’tan başlıyorum,

Kim çıkacak bilmiyorum?

Oooooo….

Çık çıkalım çayıra,

Yem verelim ördeğe,

Ördek yemini yemeden,

Ciyak miyak demeden,

Hakkur makkur,

Çıktım çıkardım,

Kimi çıkardın…

Oooooo….

İğne battı,

Canımı yaktı.

Tombul kuş,

Arabaya koş,

Arabanın tekeri,

İstanbul’un şekeri,

Hop hop altın top,

Bundan başka oyun yok.

Oooooo….

İğne miğne,

Dosi, dosi saklanbosi,

Saklanbos saklanbos,

İngili badem tos.

Oooooo….

İğne miğne,

Ucu Düğme,

Çalaman Çardak,

Gümüşlü bardak,

Habben hubben,

Su iç kurtul çık.

Oooooo….

Kutu kutu pense,

Elmamı yerse,

Arkadaşım Fatma,

Arkasını dönse.

Oooooo….

Makara makara,

Kalk gidelim yukara,

Yukarısı dar gelir,

Yaptıralım bir oda.

Oooooo….

Mani manifa,

Makarada fiş fa fa fa,

Rabeka ka ka ka,

O milimi sep sepe,

Hapşu şu şu,

Yedi ku ku ku,

Tavşan kuyruğu.

Oooooo….

Piti piti,

Karemela sepeti,

Terazi lastik jimnastik.

Oooooo….

Portakalı soydum,

Başucuma koydum.

Ben bir yalan uydurdum.

Duma duma dum,

Duma duma dum…

Kırmızı mum.

Tak tak kim o,

Sümüklü Memo,

Ne istersin para?

Git çöplükte ara.

MARDİN

Ağızları kaparını,

Sanma yoldan saparım,

Amcaoğlu ne imiş,

Sevgilime taparım.

Ak yârim, çağla yârim,

Hem gül, hem ağla yârim,

Sonunda kavuşmak var,

Bana bel bağla yârim.

Akdere düzden gelir,

Suyu kaleden gelir,

Bir erkek hasta ise,

Şifası vardan gelir.

Alçacık duvardayım,

Herkesten hovardayım,

Nerde bir güzel görsem,

Gece gündüz ordayım.

Aman aman kara kız,

Saçlarını tara kız,

Baban bekçi tuttu mu?

Koynunda ki nara kız.

Armut daldadır sıra,

Yârim gitmiş Mısır’a,

Sen güvercin, ben palaz,

Gelirim ardın sıra.

Arpa ektim iz iken,

Topladım temiz iken,

Gel yarim sarılalım,

Ortalık sesiz iken.

Bahçeve kuzu girdi,

Bağrıma sızı girdi,

Bacısını ararken,

Baktım kendisi girdi.

Benim elimde değil,

Kılıç belinde değil,

Sana gelmek isterim,

Vallah elimde değil.

Bir ay doğmuş karşıdan,

Yârim gelir çarşıdan,

Ne sen buradan ekşit,

Ne de ben dam başından.

Bu gece buralıyam,

Ne bahtı karalıyam,

El beni aşık sanır,

Yürekten yaralıyam.

Çadır kurdum düzlere,

Diken oldum gözlere,

Ben buradan gideyim.

Mardin kalsın sizlere.

Çay içinde kamış var,

Deste gül bağlamışlar,

Git yare selam söyle,

Benim onda gözüm var.

Çaya indim susuzum,

Uç gündür uykusuzum,

Girsem yârin koynuna,

Ne belalı huysuzum.

Dağlarda aslan gezer,

Rüzgârdan hile gezer,

Komşular bize geldi,

Bana senden söz eder

Dam üstünde damımız,

Çifte yanan mumumuz,

Sen orada. ben burada,

Nice olur halimiz

Elma attım nar geldi,

Şu sokaktan yar geldi,

Eğildim bir öpeyim,

Al yanaktan kan geldi.

Elma kestim soyasın,

Sevdim seni bilesin,

Bu maniler sanadır,

Kapıya gel duyasın.

Gelmem fazla şakaya,

Kolay gelmem dalgaya,

Bilmem güveneyim mi?

Parmaktaki halkaya.

Hafta değil, ay değil,

Sözlerim alay değil,

Başlığımıza razı ol,

Erkeklik kolay değil.

İki tahta arası,

Bulduk mısır parası,

Kızın gönlü olursa,

Ne yapacak anası.

Kaleden iniş olur,

Şu dalda yemiş olur,

Akşamdan söz verirken,

Sabahtan geliş olur.

Kale kaleye bakar,

Urfa Mardin’e bakar,

Öyle sevdim o yâri,

Her bakışı can yakar.

Kara kara kazanlar,

Kara yazı yazanlar,

Cennet yüzü görmesin,

Aramızı bozanlar.

Karşıda köy evlere,

Yayılır inekleri,

Oturmuş koyun sağar,

Terlemiş bilekleri.

Tabağa koydum reçel,

Fani dünyadır geçer,

Yâri güzel olanın,

Ömrü sofayla geçer.

Tane tane üzümsün,

Benim iki gözümsün,

Sanma ki unutmuşum,

Gece gündüz sözümsün.

Tarlam biraz taşlıdır,

Yârim karakaşhdır,

Şu Mardin in kızları,

Gerçek ağır başlıdır.

Tüfeğim arıma vurma,

Genç kız karşımda da durma,

Alır kaçarım seni,

Sakın kabahat bulma.

Uzaklarda seçilmiyor,

Gönüldür geçilmiyor,

Gönül bir ibrişimdir,

Bağlanmış açılmıyor.

Uzun olur çarşılar,

Yârim seni karşılar,

Yıllardır sevişiriz,

Yeni duymuş komşular.

Yârimin karakaşı,

Ondörte bastı yaşı,

Yar benden uzakmış,

Gelir gözümün yaşı.

Yeni doğarken ay,

Sevgilim günleri say,

Haber getirdin bize,

Merhaba mübarek ay.

Zeytine vurdum nacak,

Dalları kırılacak,

Gel yârim sarılalım,

Hemen sabah olacak.

Zübünün al parçası,

Kunduranın cilası,

Benim sevdiğim oğlan,

Sanki bir ay parçası.

O

OSMANİYE

Ağaçlarda mazılar,

Gönül seni arzular,

Yar aklıma gelince,

Yüreciğim sızılar.

Al giydim alsın diye.

Mor giydim sarsın diye.

İsteyene varmadım.

Sevdiğim alsın diye.

Annem entari almış.

Beyaz çizgisi varmış.

Bir yar sevdim bilmeden,

Onunda yâri varmış.

Arabalar geliyo,

Ablam gelin oluyo,

O kocaya gidince,

Sıra bana geliyo.

Ay doğar sini gibi,

Sininin yanı gibi,

Oyar beni seviyor,

Beden de canı gibi.

Bağa girdim hurmaya,

Avcılar geldi vurmaya,

Ele bağışlanır mı?

Bahçede ekşi elma.

Bahçe bahçe gezerim.

İnci boncuk düzerim.

Bakın işte yüzüme,

Bu köyde en güzelim.

Bahçede ekşi elma,

Ne güzelsin Maşallah.

Macirin kızlarını,

Şeytan çarpar inşallah.

Bahçelerde babaçça,

Açılır akça akça,

Kaçtım karşıma çıktı,

Tombul yanaklı Hatça.

Bahçelerde mum direk,

Suyu nerden indirek,

İrezil gelin gidiyo,

Uyuz ite bindirek.

Bahçelerde portakal,

Gitme yârim burada kal.

Sen şehre inersen,

Bana çam bardak al.

Bakkallarda toz şeker,

Şekerler kilo çeker.

Seni gâvurun oğlu,

Gördüğüne ah çeker.

Bir dalda iki vişne,

Güzelim aşka düşme,

Bu aşkın sonu yoktur.

Boş yere dile düşme.

Bir taş attım kargaya,

Dönüp baktım arkaya,

Evvel candan severdim.

Şimdi vurdum dalgaya.

Bugün hava karardı.

Betim benzim sarardı.

Baş ecel yastığında,

Kolum yâri sarardı.

Caminin minaresi,

Mektebin penceresi,

Şu Macirin kızları,

Bulaşık tenceresi.

Çadıra serdim keçe,

Koyunu sürdüm gece,

O günlerde gelir mi?

Elin elime geçe.

Çalıştım arı gibi,

Peteğin balı gibi,

Kız sen beni erittin,

Dağların karı gibi.

Çay kıyında çalılık,

Boğazında altılık,

İyi bakın oğlanlar,

Oynayanlar satılık.

Çaya vardım çayladım.

Çayda balık avladım.

Balık değil amacım,

Ben gönlümü eğledim.

Çeşmenin taşı gibi,

Gözünün yaşı gibi,

Öyle bir kız sevdim ki,

Kanarya kuşu gibi.

Çilekten yaptım reçel,

Kara gün gelir geçer.

Derdimi söyleyemem,

Kalbimden neler geçer.

Dağda fıstık olur mu?

Ateş yastık olur mu?

Sen orada ben burada.

Böyle dostluk olur mu?

Dam üstünde yuvarlak,

Dere akıyor şarlak,

Benim sevdiğim yârim,

Doğan aylarda parlak.

Derelere gidelim.

Koyun kuzu güderim.

İkimizi görmüşler.

Nasıl inkâr ederim.

Dolu vurdu bağıma,

Yel attı yaprağını,

Korkarım garip ölem,

El atar toprağımı.

Elinde var yelpaze,

Kuş dadanmış kiraza,

Yakında geleceğim,

Çekme kendini naza.

Elmayı yüke koydum.

Ağzını dike koydum.

Aldım yârin elinden,

Boynunu büke koydum.

Faytonun penceresi,

Elindedir ceresi,

Küçükken gelin olmuş,

Ne bunun acelesi.

Gel yakına yakına,

Çeşmenin arkasına,

Kırmızı gül takayım,

Ceketin yakasına.

Gide gide yoruldum.

Bir kenara oturdum.

Güzelliğine değil,

Çalımına vuruldum.

Gide gide yoruldum.

Bir duldaya oturdum.

Pezevengin oğluna,

Bir bakışta vuruldum.

Gökyüzünde tayyare,

Önündedir pervane,

Kaş göz oynatsam oğlan,

Olacak bir divane.

Gül gibi oyum oyum,

Kısacık kaldı boyum,

Alacaksan al kalan,

Yeter ettiğin oyun.

İn dereye dereye,

Dere çakıllı yârim,

Her geçene bakıyor,

Gel geç akıllı yârim.

Hapsanenin kapısı,

Demirdendir yapısı,

Yârimin günü varmış,

Bir ay daha hapisi.

Kahve piştiği yerde,

Pişip taştığı yerde,

Güzel çirkin aranmaz,

Gönül düştüğü yerde.

Kaleden indim durdum.

Bir çift güvercin vurdum.

Kız mendilin ne güzel,

Postanede pulcusun,

Ormanlarda kolcusun..

Kara kütük yanıyor.

İçinde çay kaynıyor.

Hele bakın eltiler,

Ne de güzel oynuyor.

Karalar karda kaldı.

Bülbüller zarda kaldı.

Gönül kapısı kitli,

Anahtar yarda kaldı.

Karanfil haşlanır mı?

Saksısı taşlanır mı?

Küçücükken yar sevdim,

Ele bağışlanır mı?

Kara taşın kenarı,

Üstünde kırdım narı,

Tutulası dillerim.

Nasıl darılttın yarı.

Karşıda duran sensin,

Zülfünü buran sensin,

Bana cellât kar etmez,

Boynumu vuran sensin.

Karşıdan bakma yârim.

Kaşlarını çatma yârim.

Ben eski zamparayım.

Hiç çalım satma yârim.

Karşıdan yar geliyor.

Fistanı dar geliyor.

Ben sevdim eller aldı.

O bana ar geliyor.

Kar yağar kiriş gibi,

Eridim gümüş gibi,

Ben yâri arzuladım.

Tufanda yemiş gibi.

Kar yağar saçaklara,

Dökülür sokaklara,

Nasıl ana doğurmuş,

Sığmıyor kucaklara.

Kaşları ok sevdiğim,

Canımdan çok sevdiğim,

Hep güzeller geliyor,

İçinde yok sevdiğim.

Kaşların emi emi.

Ne bakan kinle beni,

Yat dizimin üstüne,

Çekeyim sana ninni.

Kaşların karasına,

Mim çekmiş arasına,

Seni cerrah diyorlar,

Yürekler yarasına.

Kayalardan kayarım.

Bu kız benim ayarım.

Ayşe benim olmazsa,

Kaderime yanarım.

Kayalarda kayarım.

Yoktur benim ayarım.

Ben sevdadan ölürsem,

Kaderime yanarım.

Kekliğim seker ağlar.

Tüyünü döker ağlar.

Anasız gelin olan,

İçini çeker ağlar.

Kız entarin eflatun,

Dön de arkana bakın.

Senin gibi güzeli,

Vermem ellerden sakın.

Kızın adı Gül Fatma.

Ayranlara su katma.

Utanıyorum canım,

Yolda bana laf atma.

Kiraz dalı budaklı,

Meryem kiraz dudaklı,

Yârim dünya güzeli,

Elma gibi yanaklı.

Konağın penceresi,

Ne zalimdir gecesi,

Sana kim âşık olur,

Sokaklar eğlencesi.

Küçük ovalı geldi.

Atlı develi geldi.

Başıma bu sevdalar,

Seni seveli geldi.

Leçenin bucağında,

Od olur ocağında,

Allah canımı alsın,

O yârin kucağında.

Mani mani nideyim.

Hangi günde geleyim.

Ellerin yâri güzel,

Ben çirkini nideyim.

Mani maniyi açar.

Mani gönlümü açar.

İki sen söyle bir ben,

Hangimiz üste çıkar.

Mantuvarım mantuvar,

Mantuvarın vakti var.

Mantuvara gelenin,

Cennette bir tahtı var.

Masa üstünde bıçak,

Sanki bana vuracak.

Anne haberin olsun,

Abim kız kaçıracak.

Mendilim yelleniyo,

Şu gönlüm eğleniyo,

Şu macirin kızları,

Oğlanmı beğeniyo.

Mendilleri kokulu,

Yan cebinde sokulu,

Ne zaman kapanacak,

Dağıstan’ın Okulu.

Merdiveni kırkayak,

Kırkına vurdum dayak,

Yar geliyor dediler.

Seyirttim yalınayak.

Meyil versem söz versem,

El kulakta yolcusun,

Höbek höbek dikenler,

Aba gömlek biçenler,

Bakışından bellidir.

Kara sevda çekenler.

Mezarlığın taşını,

Koyun mu sandın yârim,

Sevipte ayrılmayı,

Oyun mu sandın yârim.

Nazlıya bak nazlıya.

Evlerin engin değil mi?

Doğru söylen komşular,

Nazlı dengim değil mi?

Oğlanın adı Yılmaz.

Olmaz aslanım olmaz.

İçin gel gel demezse,

O evde geçim olmaz.

Osmaniye üst başta.

Oturma kışın taşta.

Ben senle eğleniyom,

Benim sevdiğim başka.

Örtünü eğirmişsin,

Kaşına değirmişin,

Çokta güzel değildin,

Kendini sevdirmişin.

Patlıcanı haşladım.

Doldurmaya başladım.

Dediler yarin gelmiş,

Oynamaya başladım.

Pencerede duran kız,

Bayram geldi dolan kız,

Kurbansız bayram olmaz,

Sana olam kurban kız.

Penceresi Orhun’dan.

Bir yar sevdim Zorkun’dan.

Keşke sevmez olaydım.

Ödü koptu korkudan.

Portakal dilim dilim.

Gel otur benim gülüm,

Ben sana ne dedim ki,

Tutulsun benim dilim.

Sıra sıra çarşılar,

Yârim beni karşılar,

Gizli gizli konuştum,

Şimdi duydu komşular.

Sıra sıra kazanlar,

Kara yazı yazanlar,

Cennet yüzü görmesin,

Aramızı bozanlar.

Sırma belikli yârim.

Beyaz bilekli yârim.

Nasıl bensiz durursun.

Mermer yürekli yârim.

Siyah zülüflü canım.

Neşter vur aksın kanım.

Nar göbek fincan olsun.

Doldur içeyim canım.

Su gelir akmayınan,

Dereyi yıkmayınan,

Seven yâre doyar mı?

Uzaktan bakmayın.

Sunam sesemi geldin.

Ayak basamı geldin.

Sağlığımda gelmedin.

Öldüm yasamı geldin.

Şu tepenin alıcı,

Kırmızıdır pabucu,

Şeftali vermeyenin,

Kabul olmaz orucu.

Tarla başı pıtırak,

Duralım tarak tarak,

Çok çalıştık yetmez mi?

Gelin kızlar oturak.

Tren yolunda tütün,

Yaprağı bütün bütün,

Hem ana hem babadan,

Koyma Allah’ım yetim.

Yanamam bile bile,

Ben düştüm gurbet ile,

Yedi mendil çürüttüm,

Gözüm yaşın sile sile.

Yel vurur kazak oynar.

Başımda tozak oynar.

Ben yârime ne yaptım.

O benden uzak oynar.

Yeşil sandık kilidi.

Üstünü gül bürüdü.

Kız sen orada ben burda,

İman tahtam çürüdü.

Yumurtası hollukta,

Oturuyor yollukta,

Eller düğün yapıyor,

Bizim düğün bollukta.

Yuvasında kırlangıç,

Kanadı ayrıç ayrıç,

Döne Kızı sevenler,

Kan kussun avuç avuç.

Yüzüğüm taşa geldi.

Bir kalem başa geldi.

Sevda nedir bilmezdim,

Ne çare başa geldi.

S

SAKARYA

Akçay’ım iki çatal,

Ortasından çay akar;

Akçay’ımın gençleri,

Baygın bakar, can yakar.

Alan düzün yolları,

Tahtadan tahtaya mı?

Yar bizim buluşmamız,

Haftadan haftaya mı?

Armudun dibi kuyu,

Uyu sevdiğim uyu,

İnşallah ben veririm,

Babana abdest suyu.

Armudu taşlayalım,

Dibini kışlayalım,

Müsaade ederseniz,

Maniye başlayalım.

Avlu dibinde keser,

Bizim köye yel eser,

Bizim köyün kızları,

Hem eserdir hem güzel.

Ayakkabı bağımı,

Yâre bağlatacağım,

Seveceğim başka yar,

Seni çatlatacağım.

Ayağımda yemeni,

Altı yok üstü yeni,

Babam köye kız vermez,

Yeminlidir yeminli.

Ayakkabımın teki,

Yârimin adı Zeki,

İste beni babamdan,

Sana verirler belki.

Bahçenin kapısını,

Bir vuruşta açarım,

Dünür yolla sevdiğim,

Vermezlerse kaçarım.

Bahçeye attım kazık,

Kaynanam ölmüş yazık,

Kaynanama acımam,

Bir top kefene yazık.

Balkaya tepesinden,

Görünüyor Sapanca,

Yeme, içme sevdiğim,

Tak beline tabanca.

Besmeleyle çıktım yola,

Selam verdim sağa sola,

A benim Ahmet efendim,

Ramazan-ı Şerif’in mübarek ola.

Bir dalda iki kiraz,

Biri al biri beyaz,

Kâtip kölen olayım,

Bir güzel de bana yaz.

Buğdayı biçiyorum,

Yâre yol açıyorum,

İstet beni babamdan,

Vermez ise kaçıyorum.

Bugün hava yaz yârim,

Mintanı beyaz yârim,

Bisikletin üstünde,

Bana mektup yaz yârim.

Çam çama eklenir mi ?

Çam dibi beklenir mi?

Bir ağlanın yüzünden,

Üç sene beklenir mi?

Çapa kazarım çapa,

Hayrola da hayrola,

O kız bana yar ola,

Yar olmazsa can ola,

Derdime derman ola.

Çeşme yaptırdım çeşme,

Etrafı parmak parmak,

Alifuattan kız almak,

Cennetten gül koparmak.

Çıra yanar eşiğinde,

Çocuk bağlar beşiğinde,

Gelin almak için,

Yuvarlanır döşeğinde.

Davulumun ipi kaytan,

Sırtımda kalmadı mintan,

Verin abi beş on kuruş,

Sırtıma alayım mintan.

Davulumun ipi tekir,

Bana derler Deli Bekir,

Baklavayı çok getir,

Yiyemezsem geri götür.

Demiryolun üstünde,

Sıra sıra aynalar,

Gelini kıskanıyor,

Şimdiki kaynanalar.

Dilimdeki etiket,

Elime yapışıyor,

Şu oynayan gençlere,

Ne güzel yakışıyor.

Elimdeki yüzüğün,

İki sarı taşı var;

Yârim esmerdir ama,

Sevilecek başı var.

Entarisi beden yar,

Beni koyup giden yar,

Bıldır böyle değildin,

Seni bir öğreten var.

Entarisi filizi,

Kim bilir kalbimizi,

Esti bir hafif rüzgar,

Ayırdı ikimizi.

Entarisi pembeden,

Pek yakıştı geymeden,

Yaktın kül ettin beni,

On beşime girmeden.

Evlerim ıssız kaldı,

Destiler susuz kaldı,

Evdeki yengelerim,

Görümcesiz kaldı.

Ev üstüne ev yaptım,

Çıktım üstüne baktım,

Yârim gelecek diye,

Çifte lambalar yaktım.

Gelin duvara dayan,

Pembe boyaya boyan,

Benden sana nasihat,

Sabahtan erken uyan.

Gelinlik çarşafımı,

Belime bağlasınlar,

Beni seven dostlarım,

Arkadan ağlasınlar.

Hey babam hain babam,

Hayattan attın beni,

Bin lira para için,

Ellere verdin beni.

İn dereye dereye,

Sarıerik yemeye,

Annem yumurta satmış,

Seni evlendirmeye.

Karanfilim budama,

Sefa geldin odama,

Beni ister dilersen,

Dünür gönder babama.

Kolundaki saati,

Hadi ver de kurayım,

Aldılar sevdiğimi,

Hangisini vurayım.

Konsolumda şişem yok,

Kırmızı menekşem yok,

Benim yârim burda yok,

Onun için neşem yok.

Masa üstünde pekmez,

Pekmezi bana yetmez,

Taraklı’nın kızları,

Başlıksız gelin gitmez.

Mektup yazarsan yârim,

Koy kibrit kutusuna,

Bizim oradan geçerken,

At evin arkasına,

Oturdum arsına,

Acıyor musun yârim,

Ağanın parasına.

Melekşe’nin başları,

Bağ bahçe ağaçları,

Her derde merhem olur.

Yârimin ilaçları.

Meşe meşeye benzer,

Meşe şişeye benzer,

Bu köyün erkekleri,

Ölmüş aslana benzer.

Ne uyursun ne uyursun,

Bu uykuda ne bulursun,

Al abdesti kıl namazı,

Cennet-i Âlâ’yı bulursun.

Potin bağım çözüldü,

Bağla hey anam bağla,

Yarın öğleden sonra,

Otur da bana ağla.

Sepet sepet yumurta,

Sakın beni unutma,

Unutursan küserim,

Mektubumu keserim.

Söylerim yana yana,

Söyle derdini bana;

Yar söyle dertlerini,

Derman olayım sana.

Taksi geliyor taksi,

Üstünde sarı saksı,

Düğünüme gelecek,

On minibüs yüz taksi.

Yaş nane kuru nane,

Seni severim anne,

İlk yârimden ayırdın,

Bundan ayırma anne.

SAKARYA / AKYAZI / ALAAĞAÇ KÖYÜ

Atma türkü atarım.

Kız canını yakarım.

Eski çarıklarımı,

Boğazına takarım.

Ben dünyaya geleli,

Ne güldüm, ne ağladım.

Benim garip kalbimi,

Hasan’ıma bağladım.

Evlerinin önünde,

Var daraba, daraba,

Acelle’de buluştuk,

Arkadaşlar merhaba!

Kestim kestane dalı,

Yere damladı balı,

Kaç sene gezeceğiz,

Böyle senle sevdalı.

Tozlu dumanlı durur.

Keremali başları,

Adamı deli eder.

Akyazı’nın kızları.

SAKARYA / AKYAZI / ÇATALKÖPRÜ KÖYÜ

Aklıma nar geldi,

Dar sokaktan yar geldi,

Beşibirlik istedim,

O da Yâre ar geldi.

Bahçenizde gül var mı?

Gül dibinde yol var mı?

Akşam size gelecem,

Yatağında yer var mı?

Başımdan çiçek mi var?

Karşında köçek mi var?

Ne kaş göz ediyorsun?

Sana gidecek mi var?

Bugün Pazar günleri,

Arşa çıkar önleri,

Ömürden mi sayarsın,

Bensiz geçen günleri.

Çayda yine can geldi,

Çakır gözlü Yârimi,

Şimdi göreceğim geldi.

Hoca geliyor hoca,

Elinde sarı bohça;

Beni küçük sanmayın,

Biz de isteriz koca.

İndim çeşme başıma,

Yazı yazdım taşına,

Gelen geçen okusun,

Neler geldi başıma.

Kahve içtim fincandan,

Dört köşesi mercandan,

Doğru söyle sevdiğim,

İstiyor musun candan?

Kahveci başı mısın?

Cevahir taşı mısın?

İpek mendil göndersem,

Cebinde taşır mısın?

Kaynanam karayılan,

Her dedikleri yalan,

Gelinler pembe çiçek,

Her dedikleri gerçek.

Susadım su isterim,

Bana suyu gösterin,

Su değil benim meram,

Bana yâri gösterin…

Susuzdum,

Kaç gündür uykusuzum,

Girsem yârin yanına,

Elim durmaz huysuzum.

SAKARYA / AKYAZI / DEDELER KÖYÜ

Adapazarı yolları,

Yıkılıp bozuluyor,

Gönder yârim resmini,

Çok canım sıkılıyor.

Ayvalar olmasaydı,

Çiçeği solmasaydı,

Ölüm Allah’ın emri,

Ayrılık olmasaydı.

Ben geçerim kenardan,

Yol senin olsun.

Zehiri ben içeyim,

Su senin olsun.

Buraların söğüdü,

Kimden aldın öğüdü,

Ben sana yar diyeli,

Senin burnun büyüdü.

Denizin kenarında,

Kalaydım kazanı,

Yârim senin yüzünden,

Yedim otuz Ramazanı.

Duydum ki sözlenmişsin,

Tebrikler olsun.

Ben de sözleniyorum,

Haberin olsun.

Elma elmalıktayım,

Elma toplamaktayım.

Yârim senin aşkına,

Her gün ağlamaktayım.

Eşarbımı yıkadım,

Yıkadım, kırışmıyor.

Yârimin bende resmi var,

Gülüyor, konuşmuyor.

Gide gide yoruldum,

Bir taş buldum oturdum,

Hayırsızın oğluna,

Bir bakışta vuruldum.

Işıldamaz,

Işıldamaz,

Parlamaz,

Ver anne sevdiğime,

Kendi düşen ağlamaz.

Kara kara kazanlar,

Kara yazı yazanlar,

Cennet yüzü görmesin,

Aramızı bozanlar.

Masa üstünde bardak,

Bu bardak bizim bardak,

Şu Dedeler ’in kızları,

Hem dondurma, hem kaymak.

Masa üstünde sucuk,

Kilosu iki buçuk,

Ver anne sevdiğime,

Beyaz gömlekli çocuk.

Merdivenden inerken,

Terliklerimi giyerken,

Söyleyin annem ağlamasın,

Ben taksiye binerken.

Merdivenim kırk ayak,

Kırkına vurdum dayak,

Benden başkasını seversen,

Kalkılmaz yataklara yat.

Oy oy oy yarim,

Şofördür benim yarim,

Patronu izin vermez,

Ne yapsın benim yarim?

Parmağımda yüzüğüm,

Boncuk diyorlar boncuk,

Askere gitmeyene,

Çocuk diyorlar çocuk.

Parmağımda yüzüğüm,

Taşlı diyorlar taşlı,

Askerden gelene,

Yaşlı diyorlar yaşlı.

Sigara içer misin?

Paketi seçer misin?

Güzelleri görünce,

Benden vazgeçer misin?

Suda balık yan yüzer,

Annem kendini üzer,

Üzme annem kendini,

Damadın benden güzel.

Şu Geyve iki çatal,

Ortasında çay akar,

Şu Geyve’nin kızları,

Baygın bakar can yakar.

Şu Geyve’nin içinde,

Uçan kuşu vururum.

Ver anne sevdiğime,

Ben aç, susuz dururum.

Taksi geldi düt geldi,

Annem bana bak dedi,

Baktım dünürcü gelmiş,

Babam daha küçük dedi.

Tren yolunda çiçek,

Trenler geçmeyecek,

Benim sevdiğim oğlan,

Sigara içmeyecek.

SAKARYA / FERİZLİ / DEĞİRMENCİK KÖYÜ

Bizim Değirmencik yolları,

Uzuyor iplik iplik,

Değirmencik kızları,

Kınalı keklik.

Karasu’ya giderken,

Sıra sıra hastane,

Yârimin mektubunu,

Eğlendirme postane.

Karşıdan gelen hoca,

Elinde sarı bohça,

Bizi küçük sanmayın,

Bizde isteriz koca.

Karşıdan gelenlere,

Göz koydum fenerlere,

Annem beni verecek,

Askerden gelenlere.

Mezarlıktan geçerken,

Mezarlık taşlarını,

Koyun mu sandın yârim?

Benimle dalga geçmeyi,

Oyun mu sandın yârim?

SAKARYA / MANAVLAR / TEMCİT GELENEĞİ

Hey bulutlar bulutlar,

Meyve vermiyor dutlar,

Ayda yılda bir selâm,

Kesilmesin umutlar.

Yâr elbette elbette,

Şeker koydum şerbete,

Bu dünya böyle gitsin,

Kavuşuruz cennette.

SAKARYA / MUHACİRLERDE SÖYLENEN MANİLER

Alma altında tilki,

Yavrular bir iki,

Yavruları içinde,

En güzeli benimki.

Avludan atlasana,

Ispanak toplasana,

Madem ben de gözün var,

Ele laf atmasana.

Çirkinlerden bıkmalı,

Gece aya çıkmalı,

Kiraz dalı altında,

Güzellere bakmalı.

Ha emiri emiri,

Yol kapının demiri,

Yelkenciler beyleri,

Kaplumbağa kemiri.

Ha kaynana kaynana,

Dişi gedik kaynana,

Oğlun çerez getirdi,

Sensiz yedik kaynana.

Kuyunun kapakları,

Çınarın yaprakları,

Arabacı köylü yârin,

Çınlasın kulakları.

Maniye başlayalım,

Şeytanı taşlayalım,

Bir manicik yollasan,

Ceplerde taşıyalım.

SAKARYA / SAPANCA / MAHMUDİYE KÖYÜ

Ayağımda terliğim,

Suya bandıracağım,

Darıttım nazlı yâri,

Nasıl kandıracağım?

Ben ağzımı açamam,

Otuz iki dişim var,

Şehire gideceğim,

Köylerde ne işim var.

Beşi birlik zenciri,

Vuruyor dizlerine,

Gelmedi benim yârim,

Karanlık gözlerime.

Dağlar virâne dağlar,

Dil söyler, yürek ağlar,

Kan ter sevda olmasa,

Bir yâr için kim ağlar.

Denize dalayım mı?

Bir balık alayım mı?

Kör olasının kızı,

Daha yalvarayım mı?

Elimdeki yüzüğün,

İki sarı taşı var,

Yârim esmerdir ama,

Sevilecek başı var.

Giydim pabuçlarımı,

Kaleden iniyorum,

Baba vatanlarımı,

Terk edip gidiyorum.

Keklik bana ot getir,

Yârimden mektup getir,

Eğer yârim gelmezse,

Yakasından tut getir.

Kolundaki saati,

Ver kurayım kurayım,

Haftalar yedi gündür,

Sensiz nasıl durayım?

Köşede oturursun,

Rüzgâr eser kurursun,

Böyle laflar söyleme,

Sonra pişman olursun.

Raftan aldım makara,

Kapkaradır kapkara,

İki mani söyledim,

Ettim seni maskara.

Saçlarım örülmüştür,

Bülbül ile gülmüştür,

Uzak köyün içinde,

Sözümüz verilmiştir.

Söylerim yana yana,

Ciğer döndü bir yana,

Yâr söyle dertlerini,

Derman olayım sana.

Söylerim yana yana,

Söyle derdini bana,

Ciğerimin köşesi,

Dön o yana, bu yana.

Tren geliyor tren,

Arkası postanedir,

Gelmedi benim yârim,

Acaba hasta mıdır?

SAKARYA / SERDİVAN / ÇUBUKLU KÖYÜ

Ada yolları taşlı,

Geliyor sarı saçlı,

Ne oldu sana yarim.

Neden gözlerim yaşlı.

Ayağına potin giy,

Bakalım dar mıdır?

Seni bana verdiler,

Acep aslı var mıdır?

SAKARYA / SÖĞÜTLÜ / FINDIKLI KÖYÜ

Armudu dişledim,

Sapını gümüşledim,

Ben yârimin adını,

Gömleğime işledim.

Hişt bakar mısın?

Sigaramı yakar mısın?

Evli misin, bekâr mısın?

Benimle çıkar mısın?

Maninin başı mısın?

Cefâil taşı mısın?

Bir mani yazıp göndersem?

Cebinde taşır mısın?

Sakarya’nın akımı,

Mavi oda takımı,

Mavi kazaklı oğlan,

Aldı benim aklımı.

SAKARYA / KINA GECESİ MANİLERİ

At olurda tepmez mi?

Yâr olur da öpmez mi?

Yârin öptüğü yerde,

Gonca güller bitmez mi?

Ay ışıktır ışıktır,

Tepsi dolu kaşıktır,

Annesi olmadan diyor,

Oğlu bana âşıktır.

Beş eşeğim var beşide kara,

Beşini satsam etmez beş para,

Halası var dizesi var, yingesi var,

Nasıl uz gittiler ağlama yar ağlama yar.

Dedelerin düzleri açılmış nergizleri,

Oğlan kızı görünce koyuverdi öküzleri,

Evlerine varılmıyor köpekten,

Tellide uçkur çözülmüyor ipekten.

Ferdenli’nin yolları,

Düz gitmiyor,

Hacı Ahmetlerin gelinleri,

Uz gitmiyor.

Süt içtim dilim yandı,

Döküldü kilim yandı,

Ben kilimde değilim,

Gül gibi yârim yandı.

Şu yollar uzun yollar,

Yâr bize üzüm yollar,

Ne utanmaz yar imiş,

Selamı gündüz yollar.

Tayyareler yürüdü,

Dağı duman bürüdü,

Kaçacaktım kaçamadım,

Her yerlerim çürüdü.

SİVAS

Ağaç maç,

Daldan dalı aç,

Anne benim karnım aç,

Abla saat kaç?

On buçuk,

Mavi boncuk,

Arap çocuk,

Kız senin saçların ne kıvırcık…

Benim bir küçük arabam var. Nerde dursun bayanlar?

Sivas

Sivas’ın rengi ne renk olsun?

Kırmızı

Kırmızıyı arayıp bulalım

Kırmızı kimde ise, onu ebe seçelim.

Ceren’in selamı var.

Hangi Ceren’in?

Tencerenin.

Çık çıkalım çayıra,

Yem verelim ördeğe,

Ördek yemi yemeden,

Çıyak miyak demeden,

Hakkuru hukkuru,

Aktım baktım,

Çıktım çıkardım,

Kimi çıkardın?

Bunu.

 

T

TOKAT / REŞADİYE / EYMÜR KÖYÜ

Ağaç dikildi kaldı.

Yakam söküldü kaldı.

Eller yare kavuştu.

Boynum bükülü kaldı.

Al şalım yeşil şalım,

Dağları dolaşalım.

Sen koyun ol ben kuzu,

Yaylada buluşalım.

İlengen attım bağa,

Gitti değdi yaprağa,

Kız ben seni almazsam,

Girmem kara toprağa

Altın yüzük var benim,

Parmağımada dar benim,

Şu tokatın içinde,

Kömür gözlü yar benim.

Armut dalda tekleme,

Yar kolların ekleme,

Ben gidiyom gurbete,

Gelir diye bekleme.

Ata binerim ata,

Tabanca ata ata,

Yar yanlarım çürüdü,

Yannız yata yata.

Cağat tepesi cağat,

Kolunda altın saat,

Kız saçının telinin,

Kes birini bana sat.

Tanburu çalan bilir.

Dünyayı gezen bilir.

Ayrılığın derdini,

Başına gelen bilir.

Çıkma kaba gürgene,

Dalları tartmaz seni,

Varma güccük kocaya,

Kolları sarmaz seni.

Dağ başları kar mı dır?

Geçitleri dar mı dır?

Tokat ‘ın dilberleri,

Geçilecek yar mı dır?

Deryaya gelen beyler,

Gurbet gönlü kim eyler,

Tokat’tan ayrılmışım,

iki gözüm kan ağlar.

Evinin önü kuyu,

Uyu sevdiğim uyu,

Birde benim için iç,

Yaylaların suyunu.

İlengerin kalayı,

Kızlar çeker halayı,

Her adam yar mı sever.

Onunda var kolayı.

Kırandan aşan gelin,

Al yeşil kuşan gelin,

Kocan çirkin sen güzel,

Gayret et boşan gelin

Kızılca yolun başı,

Yıkılsın dağı taşı,

Yarim gitti gurbete,

Dinmez gözümün yaşı.

Köprüden geçemiyom.

Düş gördüm seçemiyom.

Sen benden geçtin ama,

Ben senden geçemiyom.

Taya taktım yuları,

Yayılır kıyıları,

Uyu sevdiğim uyu,

Ayrılık uykuları.

Top top olmuş bir gülsün,

Katmer katmer sümbülsün,

Yarinden ayrı düşen,

Mümkün müdür gülsün.

Tokat bir bağ içinde,

Gülü bardağ içinde,

Tokat’tan yar sevenin,

Yüreği yağ içinde.

 

U

UŞAK

Ağacın dibinde yatarım.

Tabancamı atarım.

Beni beğenmeyen kızları,

Yarım soğana satarım.

Altın dişim kanamaz,

Sevda bana yaramaz,

Ver ana sevdiğime,

Kendi düşen ağlamaz.

Arabamız dört teker,

Düz ovada su çeker,

Konuşturmazlar yârim,

Merhaba desek yeter.

Banazın kavakları,

Dökülür yaprakları,

Kokulu güle benzer,

Şu Uşağın kızları.

Ben bir kuzu gördüm.

Tüyünü kırmızı gördüm.

Aşağı mahalleye indim.

Sevdiğim kızı gördüm.

Bir taş attım gediğe,

Saat geldi yediye,

Analar kız büyütmüş,

Oğlanlara hediye.

Çıt pıt nerden geldin,

Ordan çık,

Gelin saçları kıvırcık.

Düşün koca Musa düşün,

Eşek alınır mı gışın?

Onun da parası peşin.

Gulağım sağır demenim,

Ağır ür benim koca cavır.

Hep deli hop deli,

Bizimkilerin,

Soyu sopu deli.

Kara kara kazanlar,

Kara yazı yazanlar,

Cennet yüzü görmesin,

Aramızı bozanlar.

Kara koyun etli olur.

Kavurması tatlı olur.

Buralarda yar seven,

Ölmez ama dertli olur.

Kara örgü örmezler.

Bana sana vermezler.

Gel yarim kaçıverem,

Karanlıkta görmezler.

Pencereden at beni,

İn aşağı tut beni,

Dizlerinin üstünde,

Ninni çek uyut beni.

Sarı öküz saza gider,

Boynuzu düze gider,

Ben gızı almaya geldim.

Verirseniz gıza geldim.

Vermezseniz tuza geldim.

Gızınıza güllü derler,

Oğlumuza ünlü derler.

Tabağa koydum darı,

Ağlarım zarı zarı,

Beni Uşak’tan ayırdı,

Keleter başlı karı.

Yumurta tık tık,

Elinden bıktık.

Zeytin kara ben kara,

Zeytine vermem para,

Gel yarim buluşalım,

On bire çeyrek kala.

 

Y

YOZGAT

Aaa asma,

Be ba basma,

Se se sümbül,

Menekşe, gül.

Akas makas,

Ali baba noktaya bas,

Trampetler çalınıyor,

Yüzbaşılar darılıyor,

Darılmayın yüzbaşılar,

Can bedenden ayrılıyor,

Bir, iki, üç.

Aladana, karadana,

Şükür bizi yaradana,

Evci gele, evim ala,

Tabak gele, gönlüm ala,

Nereke, nereke,

Yaburga, yaburga,

Yorgan, yastık,

Döşek sek sek,

Gel bizim keçimikli eşek.

Al satarım.

Bal satarım.

Ustam ölmüş,

Ben satarım.

Üstüm, kürküm sarıdır,

Satsam on beş liradır,

Zambak zumbak,

Dön arkada iyi bak.

Ahmet Paşa,

Yattı taşa,

Selam verdi,

Kara başa.

Al kardeşim,

Bal kardeşim,

Ben yoruldum,

Sen oyna.

Anan nerde doğurdu?

Samanlıkta doğurdu.

Samanlıkta kediler,

Bize miyav dediler.

Anan da bal,

Baban da bal,

Sen de olmuşsun bil bal.

Arabası tek atlı,

Yakası kravatlı,

Gönüllenme görümcem,

Kardeşin senden tatlı.

Atlar gelir şakır şakır,

Benim babam neden fakir?

Çıktım erik dalına,

Baktım tren yoluna,

Üç gemi geliyor,

Biri ay, biri yıldız,

Biri oğlan, biri kız,

Hop çikolata, çikolata,

Şeker koydum çikolata.

Ay dede,

Evin nerde?

Tavuk kes de,

Yağa batır,

Bala batır,

Sen yemezsen,

Bana getir.

Ay doğar elek gibi,

Gün doğar melek gibi,

Şu Çandır’ın kızları,

Turfanda kelek gibi.

Ay gördüm Allah,

Amentü billah,

Ne kadar günahım varsa,

Affet Allah,

Gördüğüm aylar,

Nur gibi parlar.

Aya baktım ayaklı,

Kapıları dayaklı,

Şu Yozgat’ın kızları.

Hepsi elma yanaklı.

Çamlıkta yatırı var.

Elinde satırı var.

Bu kadar yorulmazdım.

Yozgat’ın hatırı var.

Ayşe Hanımın keçileri,

Hop hop hopluyor,

Arpa, saman istiyor.

Arpa, saman yok,

Kilimcide çok,

Kilimci kilim dokur,

İçinde bülbül okur,

İki kardeşim olsa,

Biri ay, biri yıldız,

Biri oğlan, biri kız,

Hop çikolata çikolata,

Akşam yedim salata,

Seni gidi kerata.

Babam yoğurt getirdi.

Pisi burnunu batırdı.

Pisi seni tutarım,

Bıyığını yolarım.

Minarenin kilidi,

Kapıya gelen kim idi?

Amcamın oğlu Musacık,

Kolu budu kısacık,

Şimdi gelir görürsün,

Güle güle ölürsün.

Bin deve gördüm,

Birine bindim.

Ebemlere gittim.

Ebem pilav pişirmiş,

İçine sıçan düşürmüş,

Bu sıçanı n’apmalı?

Minareden atmalı.

Minarede bir kuş var.

Kanadında gümüş var.

Eniştemin cebinde,

Türlü türlü yemiş var.

Bir cam,

İki cam,

Üç cam,

Dört cam,

Beş cam,

Altı cam,

Yedi cam,

Sekiz cam,

Dokuz cam,

On cam,

Bu da benim amcam.

Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi,

Bunu sana kim dedi?

Diyen dedi.

On yedi,

Baklavayı kim yedi?

Böcek böcek,

Duvarda gezecek,

Annesi onu,

Maşayla dövecek dövecek,

Sonra da sevecek.

Çan çan çikolata,

Hani bize limonata?

Limonata bitti.

Hanım kızı gitti.

Nereye gitti?

İstanbul’a gitti.

İstanbul’da ne yapacak?

Terlik, pabuç alacak,

Terliği pabucu ne yapacak?

Düğünlerde şıngır mıngır oynayacak.

Çarşıda hedik kaynana,

Dişleri gedik kaynana,

Oğlun neler getirmiş.

Sensiz yedik kaynana.

Çayırda tilki,

Çakır makır,

Otuz iki,

Fındık, fıstık,

Kadifeli yastık,

Vallahi yenge,

Ben yapmadım,

Horoz yaptı.

Horozun selamını al,

Çıka çıka çık.

Çiğdem çiğdem çiçeği,

Ebem oğlu köçeği.

Çiğdem geldi kapıya,

Ya düşürür tapuya,

Bulgur olmazsa yağ olsun,

Ufaklıklar sağ olsun,

Bir verenin oğlu,

İki verenin kızı olsun.

Damdan pekmez akıyor.

İtim bana bakıyor.

Ayağımın altı pekmez,

Yala yala bitmez.

Den den den altı,

Denizdeki karaltı,

İnanmazsan say da bak,

On altıdır on altı.

Dolapta pekmez,

Yala yala bitmez,

On kilo sana,

Yirmi kilo bana,

Aysecik cik cik cik,

Fatmacık cık cık cık,

Sen bu oyundan çık.

Ebe ebe azana,

Kızın verme hızana,

Kızın akça kazana,

Girsin kaynar kazana.

Ebe ebe ebeci,

Ver elini cebeci,

Doklorların ilacı,

Ebe gümeci.

Ebe ebe nesi var?

Ayağında mesi var.

Daha başka nesi var?

Elimde ayna,

Kum gibi kayna,

Dayımın oğlu,

Gel bize, oyna,

Uyu meleğim,

Sana çorap öreyim,

Lay lay lay lam.

Elim elim ibrişim,

Elden çıktı bir kuşum,

Kuş gitti, dala kondu.

Dal bana yemiş överdi.

Yemişi göğe verdim.

Gök bana yağmur verdi.

Yağmuru yere verdim.

Yer bana çimen verdi,

Çimeni çobana verdim,

Çoban bana kuzu verdi,

Kuzuyu kasaba verdim,

Kasap bana at verdi,

Ata bindim, taştım,

Dere tepe aştım,

Enginlere gittim,

Kaf Dağı’na ulaştım.

Ebe ebe gel bize,

Uzaktan vur elimize,

Eğer vuramazsan,

Ebesin ebe,

Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi,

Bunu sana kim dedi?

Diyen dedi, on yedi.

Yağlı böreği kim yedi?

Eee Ercan,

Ne getirdi amcan?

Etli sütlü patlıcan.

Elim, belim,

Şemsiye telim,

Horoz öttü,

Tavuk gitti,

Bülbül kızına,

Selam etti.

Elma attım karşıya,

Yuvarlandı çarşıya,

Şu Yozgat’ın kızları,

Birer tabak turşuya.

Emmim oğlu Musacık,

Kolu budu kısacık,

İlim ilim ilidi,

Akşam gelen kim idi?

Emmimin oğlu Musacık,

Elleri kolları kısacık.

Endim nane biçmeye,

Soğuk sular içmeye,

Yârimden haber gelmiş,

Kanatlandım uçmaya.

Entarisi hareden,

Su doldurur dereden,

Yiğidim yiğit olsun.

Malı verir yaradan.

Eveleme, develeme,

Kara kuşu kovalama,

Çengel, çeppel,

Halhada bülbül,

Ciğerimi söndür,

Kara kuş ne vakit gelir?

Yazın gelir.

Yazılalım, düzülelim,

Bir kenara dizilelim,

İncik, boncuk,

Sen bu oyundan çık.

Fındık, fıstık,

Kadifeden yastık,

Al çık al çık,

Ben saydım, sen çık.

Garşıda gara çalı,

Gararıp durma çalı,

Ben sana varır mıyım?

Sümüklü sıracalı.

Gaşların ince mince,

Ölüyom görmeyince,

Adam bir hoş oluyor,

Yozgatlıyım deyince.

Gün doğdu.

Günün bir oğlu oldu.

Ebem yoğurt getirdi.

Pisi burnunu batırdı.

Pisi burnun kesile,

Minareden asıla,

Minarede bir bıçak,

Bıçak içinde demir,

Demir ocağın kilidi,

Akşam gelen kim idi?

Emmim oğlu Musacık,

Eni boyu kısacık.

Hey dervişler, dervişler,

Hak yoluna durmuşlar,

Hak yolunda bir kuyu,

İçinde mermer suyu,

Eğildim su içmeye,

Kanatlandım uçmaya,

Cennetteki mollalar,

Iktırmışlar deveyi,

Bindirmişler hacıyı,

Hacı binmiş atına,

Çıkmış göğün katına,

Gökten bir beşik düştü.

Nen dedim, uyuttum?

Allah dedim, büyüttüm.

Abdestini aldırdım.

Namazını kıldırdım.

Hülle donunu giydirdim.

Cenneti alâya gönderdim.

− Hu hu!..

− Ayşe abla!

− Buyur.

− Bahçene gireyim mi?

− Gir.

− Elma alayım mı?

− Al.

− Kaç tane?

− İki.

− Fatma abla!

− Buyur.

− Bahçene gireyim mi?

− Gir.

− Elma alayım mı?

− Al.

− Kaç tane?

− Üç.

− Bir, iki üç.

İnci, minci,

Kim birinci?

İnci minci,

Kim birinci?

Onun ardı,

Kim çıkacak?

Cakı cakı cak…

İnne minne,

Ucu dinne,

Ballı hoca,

Balballı hoca,

Şamdan şamadan,

Kuş dili damadan.

Kadife kadife,

Kızın adı Hanife,

Okurmuş, dikiş diker,

Başında bülbül öter.

O bülbül benim olsa,

İki kardeşim olsa,

Biri Ahmet, biri Mehmet,

Biri oğlan, biri kız,

Ah çikolata, vah çikolata,

Akşam yedim salata,

Salatanın yarısı,

Doktor beyin karısı.

Karga karga “Gak!” dedi.

“Çık şu dala bak.” Dedi.

Karga seni tutarım,

Kanadını yolarım.

Karşıda kara çalı,

Kararıp durma çalı,

Ben sana varır mıyım?

Sümüklü sıracalı.

Kayadan ot yolarım,

Parmağıma dolarım,

Çok söylenme kaynana,

Saçın başın yolarım.

Kaynanamı nitmeli?

Merdivenden itmeli.

Kaynar sacın üstüne,

Tavuk gibi itmeli.

Kazandaki iç bakla,

Mevlam yârimi sakla,

Azrail gelir isen,

Önce kaynanam yokla.

Kızın adı Hediye,

Ekmek vermez kediye,

Kedi gider kadıya,

Kadının kapısı kitli,

Hediye’nin başı bitli.

Komşu, komşu!

Hu, hu!

Oğlun geldi mi?

Geldi.

Ne getirdi?

İnci, boncuk.

Kime, kime?

Sana, bana.

Başka kime?

Kara kediye.

Kara kedi nerede?

Ağaca çıktı.

Ağaç nerede?

Balta kesti.

Balta nerede?

Suya düştü.

Su nerede?

İnek içti.

İnek nerede?

Dağa kaçtı.

Dağ nerede?

Yandı, bitti; kül oldu.

Kuşburnunu kuş oymaz.

Oysa da karnı doymaz.

Yâr üstüne yâr sevmiş,

Kulağım bile duymaz.

Leblebi koydum tasa,

Doldurdum basa basa,

Her huyun iyi ama,

Azıcık boyun kısa.

Leylek leylek havada,

Yumurtası tavada,

Gel bizim hayata,

Hayat kapısı kitli,

Leyleğin başı bitli.

Leylek leylek lekirdek,

Hani bana çekirdek,

Çekirdeğin içi yok,

Art devenin kıçı yok,

Leylek leylek havada,

Yumurtası tavada,

Ben ağama giderim,

Elli deve güderim,

Ellisi de avrana,

Bindim, gittim kervana,

Kervan yolu bu muydu?

İçi dolu su muydu?

Ben bu sudan geçemem,

Alaca boncuk saçamam,

Üsküle boncuk, has boncuk,

İlik düğme kaytancık,

Kaytancığı yitirdim,

Gülistana götürdüm,

Gülistanın atları,

Kişir kişir kişniyor,

Neyin için kişniyor,

Yemin için kişniyor,

Yemi nerden alalım,

Hangi taya takalım,

Satıcıdan alalım,

Hangi taya takalım,

Doru taya takalım,

Doru tayın üstünde,

İki bülbül ötüyo.

Birini vurdum, öldürdüm.

Bana kanlı dediler.

Getirin kanını içeyim,

Kayseri’ye göçeyim,

Kayseri’nin kilidi,

Akşam gelen kim idi?

Emmim oğlu Musacık,

Kolu budu kısacak,

Su verdim, içmedi,

Domalıp sıçamadı.

Mani bilirim elli,

Yitirsem yârim belli,

Ben yârimi bilirim,

Sağ yüzü çifte benli.

Masa üstünde pekmez,

Al yanaktan kim öpmez,

Senin aldığın maaş,

Benim süsüme yetmez.

Masal masal maniki,

Yolda saydım on iki,

On ikinin yarısı,

Tilki çakal karısı.

Masal masal maniki,

Kuyruğu var on iki,

Kuyruğunda beni var.

Kulağında çanı var.

Masal masal matatar,

Dil okur, damak tadar.

Masal masal martladı.

İki fare atladı.

Kurbağa kanatlandı.

Tos vurdu bardağa,

Çocuk çıktı çardağa.

Miri miri miriği,

Koyuverdim boz kiriği,

Adı başında, on beş yaşında,

Günde bir şinik ara yer,

Saatte beş metre gider.

Mustafa, Mıstık,

Arabaya kıstık,

Üç mum yaktık,

Seyrine baktık.

Naldırmaç,

Kaldır kıç,

Kırk üç,

Kırk dört,

Kırk beş,

Kır altı,

Kırk yedi,

Kırk sekiz,

Kırk dokuz,

Elli.

Bahası belli,

Ala dana,

Kara dana,

Şükür bizi yaradana,

Evin ala,

Evcik ala,

Gönül ala,

Nal bir,

Mıh iki,

Sığır çükü,

On iki,

Yorgan,

Döşek,

Gel bizim,

Kır eşek.

O, mo, rizon,

Kepe rizon.

Oooooo….

İğne battı.

Canımı yaktı.

Tombul kuş,

Arabaya koş,

Arabanın tekeri,

İstanbul’un şekeri,

Hop hop altın top,

Bundan başka oyun yok.

Oooooo….

Piti piti,

Karamela sepeti

Terazi lastik, cimnastik

Biz size geldik, bitlendik

Hamama gittik, temizlendik.

Ovalama, duvalama,

Kara kuşu kovalama,

Sen bil, sümbül,

Çıkana da bülbül.

Ööö

İnne minne,

Ucu dinne,

Bal bal hoca,

Baldan koca,

Baldan şamadan,

Kuş dili damadan.

Peşkir attım sicime,

Güvenme el piçine,

Yâr üstüne yâr sevmiş,

O gidiyor gücüme.

Portakalı soydum,

Başucuma koydum.

Ben bir yalan uydurdum.

Duma duma dum,

Duma duma dum…

Ruz ruz,

Ava gidiyoruz.

Çatlasan da patlasan da,

Barışmıyoruz.

Saç, baç,

Ebenin eline,

Vur, kaç…

Sağ elimde beş parmak,

Sol elimde beş parmak,

Say bak, say bak,

Hepsi eder on parmak,

Sen de istersen saymak,

Say bak, say bak,

Hepsi eder on parmak.

Su gelir millendirir,

Çayırı çimlendirir,

Şu kızın kaşı gözü,

Ahrazı dillendirir.

Şu giden öçe benzer,

Yüklenmiş göçe benzer,

Akbuçağ’ın gızları,

Sürmeli goça benzer.

Şu Yozgat’ın kızları,

Çakır ela gözleri,

Sakın güzel sanmayın,

İlaçlıdır yüzleri.

Tefe vur, sesi çıksın.

Başından fesi çıksın.

Yozgat’tan kız alanın.

Aklında baba çıksın.

Tereğe fincan koydum.

İçine mercan koydum.

Kaynanamın adını,

Kuyruklu sıçan koydum.

Üşüdüm, üşüdüm,

Daldan elma düşürdüm,

Elmamı yediler,

Bana cüce dediler,

Cücelikten çıktım,

Ablama vardım,

Ablam pilav pişirdi,

İçine sıçan düşürdü,

Bu sıçanı nitmeli?

Minareden atmalı,

Minarede bir kuş var,

Kanadında gümüş var,

Eniştemin cebinde,

Türlü türlü yemiş var.

Ya şundadır,

Ya bunda,

Keçe külek,

Başında.

Yağ yağ yağmur,

Teknede hamur,

Bahçede çamur,

Ver Allah’ım, ver,

Selli sulu bir yağmur.

Yozgat’ın yolu turna,

Ağaçlar dolu hurma,

Demedim mi nazlı yar,

Üç günden fazla durma.

Yozgat’tan mı geldiniz?

Yoruldunuz öldünüz,

Birinize demiyom,

Cümleniz hoş geldiniz.

Yozgat’ın bucağında,

Mum yanar ocağında,

Allah canımı alsın,

Yârimin kucağında.

 

Z

ZONGULDAK

Ah buğdayım buğdayım,

Serip de gurudayım,

Geçme kapım önünden,

Ben seni unudayım.

Bahçelerde sarmaşuk,

Sormadan oldum aşuk,

Sen aklıma gelince,

Elimden fırladı gaşuk.

Çıkıma başlarmısiy,

On iki yaşındamısiy,

Sağa mendil yollayacan,

Cebiyde daşurmısiy.

Dere boyu gidelim,

Gara goyun güdelim,

Senlen bizi görmüşle,

Nası inkar idelim.

Dere dibi düz gider.

Bir Osmanlı gız gider.

O gız yolu şaşurmuş,

İşallah bize gider.

Döngelin çatalında,

Beyaz mendilim kaldı.

Şu Devrek’in yolunda,

Garip sevdiğim kaldı.

 

Elma attım denize,

Geliyor yüze yüze,

Ben vuruldum Filiz’e,

Filiz Akın Evi yakın,

Onu seven Cüneyt Arkın.

En dereye dereye,

At dereden daşları,

Bu güzellik aymıyor,

Al cebimden saçları.

Endim geriye durdum.

Turalı para buldum.

Selam söğlen anneme,

Ben bir oğlana furuldum.

Ev üstünde gezersin.

Kiremidi ezersin.

Madem benden güzelsin,

Niçin bekar gezersin?

Evleri sıralıdır,

Sevdiğim buralıdır,

Geçme yarim önümden,

Yüreğim yaralıdır.

Gara dut barmak gibi,

Aramız ırmak gibi,

Sen orada ben burda,

Guruduk daynak gibi.

Gaynar gazan daşmaz mı?

Yol bu yana aşmaz mı?

Üzülme sevdiceğim,

Ayrılan gavuşmaz mı?

Giden ayın onudur,

Yüküm buğday unudur,

Evlenmeyin bekârlar,

Gızlar sizi unudur.

Gokde yılduz miliynen,

Koçek oynar ziliynen,

Bizim köyün gızları,

Adam eyler diliynen.

Gökden üç ağırıdır.

Kanatları sarıdır.

Beni yardan ayıran,

Bir ananın oğludur.

İğneyle guyu kazdım.

Vaktiyle çok kurnazdım.

Aşdım tepenin başını,

Alnıma seni yazdım.

İstanbul düdükleri,

Şekerdür yedükleri,

Hiç ağlımdan çıkmıyor,

O yarin dedükleri.

Kapı kapıdan dardır.

Kapıdan bakan yardır.

Bak yarim doya doya,

Baktığın sana kardır.

Kar yağar alçaklara,

Dökülür saçaklara,

Analar kız besliyor,

Sığmıyor kucaklara.

Karamancar pidesi,

Kayalarda bitesi,

Söz verüp de gelmedi.

Cehenneme gidesi.

Karpuz kestim kan gibi,

Uzadı urgan gibi,

Benim bir yârim olsun.

Kınalı gurban gibi.

Karşıdan gelen atlı,

Ne suratlı ne suratlı,

Senin o yanacağın,

Elmadan bile tatlı.

Karşının çıraları,

Işıtır buraları,

Bu güne mi nasipmiş?

Yaşama sıraları.

Kayadan öküz bakar,

Öküzün anlı sarkar,

Delikanlı varken,

İhtiyara kim bakar.

Kız saçların ne kara,

Ondan olur makara,

Kara gözlü yârime,

Yakışmıyor zigara.

Makinenin başında,

Nasıl dikiş dikiyorsun?

Öle sersem gocaynan,

Nası sabah ediyosun?

Mekdebin bacaları,

Ders verür hocaları,

Ekleşmeyin gelinlere,

Askerde gocaları.

Su çıkardım deriden,

İçilmez köpüğünden,

İnat edelim Mevlam,

Ayırma sevdiğimden.

Şıkkıdı şıkkıdı çardağa,

Yem dökerim ördeğe,

Ördek başını kaldırır,

Hualesini çaldırır.

Şu giden kimin gızı,

Entarisi gırmızı,

Selam verdim almadı.

Sanki padişah gızı.

Tarlanın kepeklisi,

Şalvarın ipeklisi,

Çok hoşuma gidiyor.

Gızların göbeklisi.

Tenekeye vuramam,

Barmacığmı gıramam,

Ben bir mıhtar gızıyım,

Çolukcuya varamam.

Yaylanın çimeninde,

Atlar koyverdim atlar,

O senin yanağında,

Kalmamış eski datlar.

Yedi kurnalı pınar,

Hep kuşlar ona konar.

Doya doya sevmedim,

Garıncım ona yanar.

Yeraltında karınca,

Ben Kabeye varınca,

Kabede mumlar yanınca.

Yuvarlandım yuvarlandım yumak buldum.

Yumağın içinde darak buldum.

Darağı ben dada verdim.

Dat bana darı verdi.

Darıyı ben kuşa verdim.

Kuş bana kanat verdi.

Kanatlandım uçtum Göğe çıktım.

Göğ bana yağmur verdi.

Yağmuru ben yere vedim.

Yer bana çimen vedi.

Çimeni ben Bey’e vedim.

Bey bana kızını verdi.


© Oyun Kütüphanesi, 2020.
Her haklı saklıdır.