ÇELİK — ÇUBUK

Oyun Kökeni: Çelik – Çubuk, Türkiye (Tunceli / Çemişgezek) kökenli bir oyundur.

Oyunun Bilinen Diğer İsimleri:

Çelik (Binmeli): Türkiye (Niğde / Çukurkuyu)

Çelik (Erzincan): Türkiye (Erzincan / Refahiye / Gökseki Köyü)

Çelik (Kahramanmaraş): Türkiye (Kahramanmaraş / Pazarcık ilçesi)

Çelik Çomak: Türkiye

Çelik Çomak (Eskişehir): Türkiye (Eskişehir)

Çelik Çomak (Sakarya): Türkiye (Sakarya / Kaynarca)

Dilor-Dilor: Türkiye (Bitlis)

Gagar: Uygurlar

Gömme Çelik – Gömü: Türkiye (Mersin / Silifke)

Hümmet (Tak Çelik): Türkiye (Niğde / Koyunlu)

Kadı Kus Kus: Türkiye (Konya)

Lingiri: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Met: Türkiye

Met (Kastamonu): Türkiye (Kastamonu)

Met (Sakarya): Türkiye (Sakarya / Kaynarca)

Sülü Değnek: Türkiye (Malatya)

Vıtgıdi: Türkiye (Erzincan / Refahiye / Gökseki Köyü)

Oyunun Oynadığı Yer: Açık Alan

Oyun Türü: Sokak Oyunu (Düz ve geniş bir alan)

Katılımcı Sayısı: Grup Oyunu (En az 4 kişi ile oynanır)

Amaç: Rakip oyuncunun attığı çeliği çubuğa isabet ettirebilmek veya çeliği karşı rakip tarafına göndermek.

Terimler:

Çelik: 15 – 20 cm boyunda sopa

Çubuk: Yaklaşık 1 metre uzunluğunda, düzgün ve kuvvetli ağaçtan yapılmış tahta bir sopa.

Kaptan: Ebe

Oyun Malzemeleri (Gereç, materyal):  Bir adet Çelik ve her oyuncu için birer adet Çubuk.

Kurallar: Bu oyun erkekler (10 yaş ve üzeri) tarafından oynanmaktadır.

Oyuna İlişkin Genel Kurallar:

Oyunun Oynanışı

֍ Gönüllük usulü veya sayışmaca yöntemi ile 2 adet Kaptan (Ebe) seçilir.

֍ Oyuncular seçilen Kaptanlar idaresinde ikiye ayrılırlar.

֍ Sonra ya elde ufak bir taş saklamakla, yahut bütün oyunlarda kullanılan şu usul ile:

Yassı bir taş parçasının bir yüzü su ile veya (biraz tükürükle ıslatılır, diğer tarafı kuru bırakılır.

Taşı elinde tutan Kaptan, diğer Kaptana sorar: “Yaş mı, kuru mu?

Karşısındaki Kaptan ya “Yaş” der veya “Kuru“.

Bunun üzerine taş parçası havaya fırlatılır, yere düştükten sonra kontrol edilir.

Karşı tarafın Kaptanı, yaş demiş ise ve yaş da üste gelirse o taraf kazanarak çelik çubuğa sahip olur.

Karşı tarafın Kaptanı, yaş demiş ise ve kuru gelirse kaybetmiş olur ki, çelik çubuğu rakip tarafına bırakmış olurlar.

Ve yahut ellerde saklanan taş, “sağ elde mi, yoksa sol elde mi?” diye Kaptanlardan birinin vaki olan sorusuna karşı diğer Kaptan, eldeki taşı bulursa oyuna başlama şansını kazanır, çelik çubuğu alırlar.

֍ Oyunculardan bir gurup, meydanın bir tarafında, diğerleri de takribi en az 20, en çok 30 metre uzakta karşı karşıya sıralanırlar.

֍ Çelik çubuğu ellerinde tutan taraf, bulundukları noktada toprak üzerinde ufak bir çukur açarlar.

֍ Çeliğin bir ucu, bu çukura konulunca diğer ucu topraktan 10 – 15 cm yüksekte kalır.

֍ Şimdi oyuncu, elindeki değneği çeliğe vurur.

֍ Çelik bir metre kadar yerinden yukarı fırlayınca yine değnekle ve olanca kuvvetiyle ikinci defa çeliğe vurup çeliği, karşı rakip tarafına gönderir.

֍ Eğer bu ikinci vuruşu, havalanmış olan çeliğe tesadüf ettiremez de boşa vurursa oyundan derhal çıkarılır.

֍ Çelik, rakip tarafına gitti ise oyuncu değneği yerdeki çukurun hizasında yere koyar, kurşun gibi süratli havadan giden bu çeliği, karşı tarafın oyuncularından herhangi birisi sıçrayıp da elleriyle havada tutacak olursa o takım kaleyi ve çelik çubuğu elde etmiş olurlar.

֍ Tutamazlar da çelik yere düşerse en iyi oyunculardan birisi çeliği alıp düştüğü noktadan değneğin bulunduğu noktaya nişan alarak savurur.

֍ Çeliği çubuğa isabet ettirebilenler de o oyuncuyu, oyun harici yapmış olurlar.

֍ İkincisi gelir, isabet ettiremezlerse oyuncu devamlı oynar, ta ki, bütün oyuncuları ıskartaya çıkarsınlar.

֍ Böyle olunca karşı taraf kaleye gelir.

֍ Çelik çubuğu kendileri alarak oyuna başlarlar.

֍ Guruplardaki oyuncuların her birisi bir vuruştan sonra yerlerini diğer oyunculara teslim ederler.

֍ Oyun aynı şekilde devam edip gider.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir